18 Temmuz 2011 Pazartesi

Kuran'daki Çelişkili ve Gerikafalı Ayetler

Eveet, uzun bir aradan sonra tekrar bir yazıyla karşınızdayım. Bu sefer konumuz İslam ve haliyle Kuran.
Önemli Not: Aşağıya inmeden önce at gözlüklerinizi çıkarmanız ve objektif bir bakış açısına sahip olmanız önemle rica olunur.

Çelişki 1
Bakara/256: Dinde zorlama yoktur.
Tevbe/5: Müşrikleri, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün.

Gördüğünüz üzere Allah, hem dinde zorlama olmadığını, herkesin inanmak konusunda özgür olduğunu hem de inanmayanları bulduğumuz yerde öldürmemizi emrediyor. Başka bir yoruma gerek görmüyorum.

Çelişki 2
Yunus/99: ''Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?"

Tevbe/29: "Kendilerine kitap verilenlerden Allaha ve ahiret gününe iman etmeyen, Allahın ve resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslamı din edinmeyen kimselerle elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın."

Yunus suresinde gayrimüslümlerin inanmaya zorlanmaması emrediliyor. Tevbe suresinde ise yine inanmayanlarla savaşılması gerektiği emrediliyor. Yorum sizin.

Çelişki 3
Ariyat/56: ''Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.''

Araf/179: ''Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır.''

Allah da çok kararsız gözüküyor değil mi? :) Ayrıca siz kimsiniz? Allah bir şeyi yaratmak için başka bir arkadaşına mı ihtiyaç duyuyor yoksa?

Çelişki 4
Bakara/256 'Dinde zorlama yoktur...' 

Nisa/89 'Onlar sizin kendileri gibi kafir ve böylece eş olmanızı isterler. Allah yolunda göç etmedikçe onlardan dost edinmeyin. Bunu kabul etmez de yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün...'

Tevbe/5 'Hürmetli aylar çıkınca allah'a eş koşanları nerede bulursanız öldürün. Yakalayıp hapsedin. Gelip geçecekleri bütün yolları tutun. Fakat tövbe ederler, namaz kılarlar ve zekât verirlerse onların peşini bırakın...'

Enfal/65 'Ey peygamber inanları savaşa teşvik et. Eğer içinizden sabırlı yirmi kişi bulunursa onların iki yüzüne galip gelir. Ve eğer sizden yüz kişi olursa, kafirlerin binini yener. Çünkü onlar hiçbir şeyden anlamaz güruhturlar.'

Enfal/66 'Şimdi allah yükünüzü hafifletti. Bildi ki sizde muhakkak bir zaaf var. Artık sizden sabırlı ve metanetli yüz kişi olursa iki yüzünü yenerler. Eğer sizden bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bine galebe çalarlar. Allah sabır ve sebat edenlerle beraberdir.'

Yorumsuz…

Çelişki 5
Araf/7:54. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!


Yunus/10:3. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek arşa istiva eden Allah'dır. Onun izni olmadan hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte O Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz!


Hud/11:7. O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.


Furkan/25: 59. Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dır. Bunu bir bilene sor.


Yukarıdaki ayetlerin tümünde, yer ve göğün altı günde yaratıldığı söyleniyor. Halbuki, aşağıdaki ayetlerde ise, yer ve göğün sekiz günde yaratıldığı anlaşılıyor ki, bu ayetlerle yukarıdaki ayetler bir çelişki içindedir..


Fussilet/41:9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.


Fussilet/41:10. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.


Fussilet/41:12. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın semâyı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, azîz, alîm Allah'ın takdiridir.


Yer(2 Gün)+Gıdalar(4 Gün)+Gökler(2 Gün) = 8 gün


Gördüğünüz üzere burada da bir çelişki mevcut.


Kuran’da daha bir çok çelişki vardır ama şimdilik bunlar yeterli diye düşünüyorum. Şimdi geçelim Kuran’ın insanlık dışı ve bilimle çelişen ayetlerine.


Ayet 1
Nisa/34: Erkekler, kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün.


Allah açıkça erkeklerin kadınlardan daha üstün yaratıldığını söylüyor. Ve bu yetmezmiş gibi erkeklerin karılarını dövmelerini serbest kılıyor. Boşuna “Bir erkek dini olarak İslam” demiyoruz…


Ayet 2
Maide/38: Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.


Allah insanları şiddete ve zulüme teşvik ediyor. Başka bir şey söylemeye gerek var mı?


Ayet 3
Nisa/3: Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.


Gördüğünüz üzere İslam’da çok eşlilik serbest. Böyle bir şeyin çağdaş toplumda hoş görülmesi imkansız. Ayrıca 4 eş bulamayana da sınırsız cariye(kadın köle) lütuf edilmiş Allah tarafından. Yani anlayacağınız İslam’ın çağdaşlıkla yakından uzaktan alakası yok. Ya da biz çağdaşlığı yanlış biliyoruz.


Ayet 4
Talak/4: Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.


Adet görmemiş kadından nasıl boşanılacağı anlatılıyor. Yani İslam’a göre sübyancılık serbest. İlginç olmalı…


Ayet 5
Bakara/282: Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah'tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun.


Yorum yapmıyorum.


Ayet 6
Nisa/11: Allah size, çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasının hissesi altıda birdir.


Kadınların aşağılanması bu ayette de devam ediyor. Ayrıca matematiksel hesaplama yaptığınızda böyle bir paylaşımın imkânsız olacağı gerçeğiyle de karşı karşıya kalıyoruz.


Ayet 7
Tevbe/28: Ey iman edenler! Allah'a ortak koşanlar ancak bir pislikten ibarettir. Artık bu yıllarından sonra, Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, Allah dilerse lütfuyla sizi zengin kılar. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 


Biz İslam hoşgörü dini sanıyorduk! Meğer inanmayanlar sadece pislikten ibaretmiş. Acaba biz de Müslümanlar sadece pisliktir desek hoşlarına gider miydi? Ayrıca gayrimüslümlere hakaret eden bir çok ayet vardır. Bunların üstüne eğer laf söylediğimiz Müslüman olursa da bunları aklına getirsin.









6 Temmuz 2011 Çarşamba

Justin Bieber Hakkında

Evet arkadaşlar yeni bir yazıda daha birlikteyiz. Bu yazımda Justin Bieber'dan bahsedeceğiz. Öncelikle Justin Bieber nedir, kimdir, ne değildir bir bakalım.



Justin Drew Bieber  (d. 1 Mart 1994]), Kanadalı pop, modern R&B sanatçısı.
Kariyeri, video paylaşım sitesi Youtube'a koyduğu videoların 2008 yılında Scoot Braun tarafından keşfedilmesiyle başladı. Daha sonraları Braun, Justin Bieber'ın menajeri olmuştur. Braun Atlanta'da, Bieber veR&B sanatçısı Usher tanıştırmış ve Bieber Usher ve Scoot Braun'nun ortak şirketi Raymond Braun Media Group (RBMG) ile anlaşma imzalamış,ardından Island Records ile albüm kontratı yapmıştır.[9][10]
Justin Bieber'ın ilk single'ı One Time oldukça iyi bir çıkış yakalamış ve One Less Lonely Girl single ile birlikte Kanada Hot 100'de 15'e, Bilboard Hot 100'de ise ilk 20'ye girme başarısı elde etmiştir. Bieber'ın ilk albümü "My World" 17 Kasım 2009'da çıkmıştır. Ayrıca 2. devam albümü "My World 2" büyük başarı yakalamış, albümden çıkan ilk single Baby uluslararası başarı elde etmiştir, Baby klibi ile dünyanın en büyük video paylaşım sitesi Youtube'da en çok izlenen video rekorunu kırmıştır. 2010 yılı Amerikan Müzik Ödülleri'nde “Yılın Sanatçısı”, “Yılın Pop/Rock Albümü”, “Yılın En İyi Çıkış Yapan Sanatçısı” ve “Yılın En İyi Pop/Rock Erkek Sanatçısı”, 2010 yılı MTV Video Müzik Ödülleri'nde “En İyi Yeni Sanatçı” ve 2010 yılı MTV Avrupa Müzik Ödülleri'nde “Yılın Erkek Sanatçısı” ödülünü kazanmıştır. -Vikipedi


Justin Bieber'ın kim olduğunu ve müzik hayatını kısaca aklımıza yerleştirdikten sonra yazıma giriş yapıyorum.
Gördüğünüz üzere Justin Bieber'ın genç yaşına rağmen inanılmaz bir başarısı söz konusu. Bu başarısında en büyük etken şüphesiz ki spektaküler boyutlara ulaşmış hayran sayısı. Bizim asıl konumuz ise şu: Justin Bieber'ın neden bu kadar çok hayranı var? Şimdi biraz da ondan bahsedelim.


Justin Bieber'ın şarkılarına kesinlikle kötü diyemeyiz. Pop seven ve dinleyen birinin hoşuna gidebilecek kalitede şarkıları var. Ama bu kadar büyük bir hayran kitlesine sahip olması için yeterli miydi? Bence kesinlikle değildi. Ben bir Heavy Metal dinleyicisiyim. O yüzden bir pop sanatçısına hayranlık duymam imkansıza yakın bir şey.


Benim gözümde Dünya'nın en iyi Pop veya R&B sanatçısı Rihanna'dır. Onlardan sonra Katy Perry, Bruno Mars, Inna vs. sayabilirim. Ama pop müziği sınırları içerisinde bu kadar kaliteli müzik yapan insanların yanında Justin Bieber'ın bu kadar hayran toplamasını anlayamıyorum. Örnek verecek olursak; Rihanna'nın Twitter'da takipçi sayısı 5,5 milyonken, Justin Bieber'ın 10,8 milyon. Nedir bu Justin Bieber çılgınlığı. İnternette biraz araştırma yaptım ve Justin Bieber'la ilgili tüm sayfalarda en çok rastladığım yorum şu:"Ay çok tatlı, tipe/saçlara bak ay süper ya". Ee afedersin ama gerizekalı mısın sen? Bu adam müzik yapıyo. Bi şarkıcının tipi çok iyi diye ünlü olması ne kadar mantıklı? Şimdi siz karşı tez olarak Rihanna, Katy Perry, Inna vs.nin de tipleri, vücutları vb. uzuvları ve organları çok güzel diyeceksiniz. Ben de o zaman diyorum ki: Şu siktiğimin at gözlüklerini çıkar da adam gibi dinle onları. O insanların demin belirttiğim bölümleri gayet güzel olmakla beraber sesleri, şarkıları ve canlı performansları iyi bir sanatçıda olması gerekenden bile daha iyi. Ama buna rağmen Justin Bieber kadar ünlü değil hiçbiri. 


Justin Bieber'ın hayran kitlesine baktığımızda 10-18 yaş aralarında Türkiye ayağı %99 ergen olan kızlardan oluştuğunu görüyoruz. Yani içinden işe yarar insan bulmaya çalışsan bulamazsın büyük ihtimalle. O yüzden biraz rahatım. Ama Justin Bieber'dan kaliteli bu kadar çok sanatçının hakkının yenmesini sindiremiyorum. Heavy Metal sanatçılarının hakkının yenmesine zaten alıştık ama artık pop sanatçıları da hakettikleri yerlerde değiller. Sırf bu gerizekalı Bieber ve onun ergen arkadaşları yüzünden. Lan neyse ben bi şey demiyorum bok yesinler.

5 Temmuz 2011 Salı

Aşk Garip Bi Şey Kanka

Bu sabah 6 gibi uyumaya gittim ama uyuyamadım. İçimde bi dolmuşluk vardı zaten 2-3 gündür. Ben de ilk defa hislerimi kağıda dökmeye karar verdim. Kendimi kolay ve rahat ifade edebilen biri değilim. Hissettiklerimi kendi içimde daha rahat yaşarım. O yüzden kağıda dökerken başarısız olmuş olma ihtimalim neredeyse kesin. Yine de hissettiklerimi bi nebze de olsa paylaşmak açısından kağıda yazdıklarımı buraya da yazmak istiyorum.

Zor geliyor paylaşmak,
O'nu bu kadar çok severken.
Belli etmemeye çalışsam da,
Deli gibi kıvranırken.

Davranışlarımı kontrol edemiyorum.
Bu yüzden mantıklı davranamıyorum.
Ama umursamıyorum,
Çünkü kendimi kaybetmeyi çoktan kabul ettim.

Bir yola çıktım,
Her şeyi göze alıp.
Değer miydi diye merak ediyorum,
Bu kadar acı çekmeye.

Çok düşündüm kendi kendime.
Ve ben O'nu seviyorum dedim.
Eğer onu seviyorsam,
Başka şeylerin ne önemi vardı ki?

Evet, ona dokunamıyordum.
Gözlerinin içinde kaybolup gidemiyordum.
Saatlerce sarılamıyordum ve belki de en önemlisi,
Doya doya öpemiyordum.

Acıtsa da bunlar kalbimi en derinden,
Ayağa kalktım ve gücümü topladım.
Ve dedim ki:
Sadece sabret!

Eğer sabredebilirsem,
Her şey güzel olacaktı.
Karanlık yerini aydınlığa bırakacaktı.
Ve güneş bizim için doğacaktı.

O zaman şimdi pes etme vakti değil!
Güçlü olup kenetlenme vakti!
Bu yüzden göz yaşlarımı sildim ve
Güçlü olmayı başardım.

Belki ona dokunamıyorum.
Gözlerinin içine yine bakamıyorum.
Ama artık mesafeler önemli değil.
Çünkü ben güçlüyüm!

Ve eğer O bunu okuyorsa,
Ona iki kelime söylemek istiyorum.
"Seni seviyorum."

İğrenç Espri

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bu yazıyı kısa bir yazı olmasını planlayarak yazıyorum. Ayrıca dikkat edin isyan içerir ve bol küfür içerebileceğini düşünüyorum. Neyse hayırlısı.



Beni tanıyanlar bilir baya iğrenç espri yaparım. Baya çok hem de. Bokunu çıkarttığım da oluyo bazı zamanlar. Her neyse konumuz şudur ki: Ben bu iğrenç espriyi yaptığım zaman gayet mutlu oluyorum -Ki öyle basit espriler de değildir çoğu. Zeka ürünüdür yani yarram ;)- ve gelen tepkilerin olumlu olacağını düşünüyorum. Espri ağzımdan çıktıktan 2-3 saniye sonra birden ortamda üstüme geliniyo böyle sövüyolar falan 2-3 saniye içinde bildiğiniz orospu çocuğu muamelesi görüyorum anlayacağınız.



Merak ettiğim konu şu: Amına koyiyim orda espri yapıyoruz! Boktan bi espri de değil tamam iğrenç olabilir ama komikler sonuçta deli etmeyin beni. Her neyse işte orda espri yapıyoruz! Bi ön yargılarını atıp gülmeye çalışsan ne biliyim en azından orospu çocuğu muamelesi yapmasan ölür müsün lan? Sanki bok var. İnternette görseniz aynılarını gülersiniz amına koyiyim yemin ediyorum ya. Benim suçum ne oğlum bi söyle benim ne suçum var? Hayır yapmıyorum diyorum ama doğamda var işte lan engelleyemiyorum, destek çıksanız ölür müsünüz? Allam ya illa atara getircekler adamı.

3 Temmuz 2011 Pazar

Avenged Sevenfold

Selam arkadaşlar. Bu yazdımda Heavy Metal'in yükselen bir değeri olan ve şahsen en beğendiğim grup olan Avenged Sevenfold(namı diğer a7x')u size tanıtmayı düşünüyorum. O halde başlayalım.






1999 Yılında Huntington Beach, California'da kuruldular. Grubun üyeleri olan Matt Shadows(Matthew Charles Sanders), Synyster Gates(Brian Elwin Haner Jr. -Ünlü müzisyen Brian Haner'ın oğlu), Zacky Vangeance(Zackary James Barker), Johnny Christ(Jonathan Lewis Seward) ve The Reverend(James Owen Sullivan) lise yıllarından beri tanışmaktadırlar. The Reverend kısaca The Rev 2009'da hayatını kaybettiğinden grupta bateriyi Arin Ilejay üstlenmektedir. Avenged Sevenfold 5. stüdyo albümleri olan Nightmare için de eski Dream Theater bateristi Mike Portnoy'la çalışmıştır. Grubun 5 stüdyo ve 1 konser olmak üzere 6 albümü bulunmaktadır. Şimdi bu albümlere biraz göz atalım.



Sounding The Seventh Trumpet(2001)


Şarkı Listesi:

  • 1. To End The Rapture
  • 2. Turn The Other Way
  • 3. Darkness Surrounding
  • 4. The Art of Subconscious Illusion
  • 5. We Come Out at Night
  • 6. Lips Of Deceit
  • 7. Warmness On The Soul
  • 8. An Epic of Time Wasted
  • 9. Breaking Their Hold
  • 10. Forgotten Faces
  • 11. Thick and Thin
  • 12. Streets
  • 13. Shattered by Broken Dreams
Avenged Sevenfold'un ilk albümüdür. Türü death metal ve metalcore'un bir karışımıdır. Öne çıkan parçalar olarak Warmness On The Soul ve Darkness Surrounding'i gösterebiliriz. Diğer albümlere oranla müzikal kalitesi daha düşük bir albümdür.





Waking The Fallen(2003)


Şarkı Listesi:

  • 1. Waking the fallen (1.42)
  • 2. Unholy confessions (4.43)
  • 3. Chapter four (5.42)
  • 4. Remenissions (6.06)
  • 5. Desecrate through reverance (5.38)
  • 6. Eternal rest (5.12)
  • 7. Second heartbeat (7.00)
  • 8. Radiant eclipse (6.09)
  • 9. I won't see you tonight part 1 (8.58)
  • 10. I won't see you tonight part 2 (4.44)
  • 11. Clairvoyant disease (4.59)
  • 12. And all things will end (7.40)
Grubun 2. albümü olmakla beraber çıkış yaptığı albümdür. İçinden öne çıkan bir parça bulmaya çalışmak şahsen yanlış olur çünkü şarkıların hiçbiri diğerinden daha kalitesiz değildir. Ama I wont see you tonight part 1 ballad yapısıyla ve melodikliğiyle öne çıkıyor diyebiliriz. Onun dışında Chapter four genelde albümün en gaz parçası, I won't see you tonight part 2 de en sert parçası olarak gösterilmektedir. Albümün tarzını belirlemek zordur çünkü bu albümle beraber Avenged Sevenfold tek bir tarza bağlı kalmayıp biraz da kendi tarzını yaratarak melodik ve çeşitli tarzlara bürünmüştür. Bunların dışında Billboard dergisi bu albümden sonra Avenged Sevenfold'un Iron Maiden ve Metallica ile kıyaslanacak kadar iyi bir grup olduğunu belirtmiştir.





City Of Evil(2005)

Şarkı Listesi:
  • 1. Beast and the harlot
  • 2. Burn it down 
  • 3. Blinded in chains 
  • 4. Bat country 
  • 5. Trashed and scattered 
  • 6. Seize the day 
  • 7. Sidewinder 
  • 8. The wicked end 
  • 9. Strength of the world 
  • 10. Betrayed
  • 11. M.I.A.

Matt Shadows'un gırtlağından ameliyat olmasından dolayı brutal vokal kullanamadığı, Avenged Sevenfold'un 3. albümüdür. Shadows bu albüm için Axl Rose'dan ders almıştır. The Rev bu albümde en "hayvani" performanslarını gerçekleştirmiştir. Synster Gates de solo yazma becerisini geliştirmiş ve hızını kaybetmeden daha melodik sololar yazmıştır. Bunun sonucunda da Metal Hammer tarafından "Yılın Gitaristi" ödülünü almıştır. Albümde; M.I.A. sözleriyle, Blinded in chains son dörtlüğüyle, Beast and the harlot ve bat country sololarıyla, Burn it down hızıyla öne çıkmaktadır. Ayrıca Sidewinder şarkısında Synyster Gates'in babası Brian Haner'la da çalışılmıştır.



Avenged Sevenfold(2007)

Şarkı Listesi:
  • 01. Critical acclaim
  • 02. Almost easy
  • 03. Scream
  • 04. Afterlife
  • 05. Gunslinger
  • 06. Unbound the wild ride
  • 07. Brompton cocktail
  • 08. Lost
  • 09. A little piece of heaven
  • 10. Dear god

Grubun 4. albümüdür. Bu albümle beraber grup Metalcore'dan iyice uzaklaşmış ve Hard Rock'a daha çok yaklaşan bir görüntü çizmiştir. Bu albümden Almost Easy US Rock Chart'ta 1., Afterlife ve Dear God da 3. sıraya kadar yükselmişlerdir. Genel olarak M. Shadows'un yine brutal vokal kullanmadığı ama bol bol "kirli clean" diyebileceğimiz bir tür vokal kullandığı bir albümdür. The Rev City Of Evil'daki performansından bir düşme yaşamamıştır. Synyster Gates özellikle Afterlife solosu ile öne çıkmaktadır. Şarkılara baktığımızda ise Almost Easy'nin öne çıktığını görebiliriz. Bunun dışında A little piece of heaven yaylı çalgıların kullanımı ve The Rev'in vokalleriyle, Afterlife sololarıyla, Brompton Cocktail vokalleriyle, Gunslinger da balladdan heavy metale geçiş anıyla öne çıkmaktadır. Ayrıca albüm Kerrang ve Metal Hammer tarafından 8/10 ile derecelendirilmiştir.



Nightmare(2010)

Şarkı Listesi:
  • 1. Nightmare
  • 2. Welcome to the family
  • 3. Danger line
  • 4. Buried alive
  • 5. Natural born killer
  • 6. So far away
  • 7. God hates us
  • 8. Victim
  • 9. Tonight the world dies
  • 10. Fiction
  • 11. Save me


Avenged Sevenfold'un 5. ve son stüdyo albümüdür. Bu albüm yapılmadan grubun bateristi The Rev hayatını kaybetmiştir ama tüm şarkıların davul partisyonlarını ölmeden hazırlamıştır. Avenged Sevenfold da bu partisyonları çalması ve 2010 sonuna kadar konserlere çıkması için Mike Portnoy ile anlaşmıştır. Albümü genel olarak incelediğimizde ilk gözümüze çarpan M. Shadows'un God Hates Us şarkısında Waking The Fallen'dan beri ilk defa brutal vokal yapması oluyor. Onun dışında Nightmare, Welcome To The Family, Natural Born Killer ve Danger Line hariç tüm şarkıların slow bir şekilde başlayıp sonradan sertleştiğini görüyoruz. Vokallere bakacak olursak M. Shadows'un Clean vokalde zirve yaptığı albüm diyebiliriz Nightmare'e. Gitar riffleri ilk 2 albümdeki kalitesine takrar ulaşmış gibi gözüküyor. Synyster Gates'in sololarda zirve yaptığını görüyoruz. Davullara bakarsak The Rev - Mike Portnoy ikilisinin kötü bir şey yapacağını beklemek salaklık olur. Yani anlayacağınız davullar yine bildiğimiz Avenged Sevenfold kalitesinde. Şarkılara bakacak olursak albümün ilk single'ı olan Nightmare ile albüme ısınmaya başlıyoruz. Sonra Welcome to the family ile grup dinleyen herkese "ailemize hoşgeldiniz" diyor sanki. Danger Line'da davullar öne çıkıyor ve grup sanki The Rev'e selam çakıyor gibi. Buried Alive ile birlikte önce biraz uzak diyarlara dalıyoruz sonra soloyla birlikte tabiri caizse "hayatımızı gazını" alıyoruz. Natural Born Killer sert gitar riffleri ve davul ataklarıyla bizi bi sarsıyor, sonra So Far Away ile "The Rev niye öldü ki amk lanet olsun böyle adalete" triplerine giriyoruz. Bunun üstüne God Hates Us slow giriyor ama aldanmayınız efendim sonra birden gazı yiyince insan garip hallere girebiliyor, dikkatli olun. Victim ve Tonight the world dies ile albümün en melodik şarkılarına hazırlık yapıyoruz. Fiction'a baktığımızda müthiş piyano melodileri öne çıkıyor. Ayrıca Fiction The Rev'in ölmeden 3 gün önce yazıp teslim ettiği albümün son şarkısıdır. Ve geliyoruz Save Me'ye. Önce solo gitar ve bass drum sesleriyle "noluyo amk" oluyoruz. 1.23te başlayan gitar solosuyla birlikte 2. darbeyi yiyiyoruz. Main Riff yine Victim gibi ne sert ne clean. Nakarat geldiğinde Shadows ile birlikte "Is it something we said?!" diye bağırası geliyor insanın. Devamında Synyster Gates klasik "nakarat sololarıyla" uçuruyor bizi. Ana soloya geldiğimizde şarkı birden değişiyor ve iyice sert bir hal alıyor aynı Buried Alive gibi. Sonra tekrar yumuşuyor ve melodik bir solo bizi karşılıyor. Yine bi "noluyo amk" vakasıyla karşı karşıyayız anlayacağınız. Bir clean kısımdan sonra piyano devreye giriyor ve "Tonight we all die young" eşliğinde yine başka diyarlara uçuyoruz. Sonra Mike Portnoy olaya el koyuyor ve harika davul partisyonlarıyla albümü The Rev'e edercesine son noktayı koyuyor.



Grup Nightmare albümündeki başarısının karşılığını "Revolver Golden Gods Awards"da almıştır. En iyi gitarist dalında Synster Gates ve Zacky Vangeance, En iyi baterist dalında Mike Portnoy, En iyi vokalist dalında Matt Shadows(Ozzy Osbourne, Corey Taylor ve Bruce Dickinson gibi güçlü adaylar karşısında), Nightmare en iyi albüm dalında ödül kazanmışlardır. Avenged Sevenfold'un aday olup kazanamadığı tek ödül "Best Live Band" ödülüdür. Rammstein karşısında da o ödülü almak neredeyse imkansız zaten.


Not Ready To Die ve Arin Ilejay

Nightmare albümü ve konserlerden sonra grup Arin Ilejay ile birlikte stüdyoya girip Call Of Duty: Black Ops'un zombi modu için "Not ready to die" adında bir şarkı yaptı. Bu şarkının 2 önemli noktası var. 1.si M. Shadows'un müthiş vokallerinin "Eski Shadows geri mi döndü" merakını ortaya çıkarması. 2.si ve daha önemlisi ise tamamen Arin Ilejay tarafından yazılmış davul partisyonlarının neredeyse The Rev kalitesinde olması. Baterinin şarkıya uyumu ve Arin Ilejay'in ayaklarına(bass drums) hakim olması, onları gayet hızlı kullanabilmesi ve twinlerinin gayet kaliteli olması; Arin Ilejay'in Avenged Sevenfold hayranları tarafından yeni Avenged Sevenfold bateristi olmasının istenmesini sağladı. Avenged Sevenfold üyeleri "hala yolumuza 4 kişi olarak devam ediyoruz, Arin sadece konserlerde çalacak" deseler de olası bir yeni albümde Arin Ilejay'in baterileri üstlenmesi bekleniyor.


2 Temmuz 2011 Cumartesi

Children Of Bodom - Everytime I Die



Metal dinliyorum diyen herkesin en azından 1 kere dinlemesi gereken bir şarkı.

1 Temmuz 2011 Cuma

Heavy Metal'in Gelişimi ve Modern Metal

Heavy Metal'in ilk örneklerinin 1964'te ortaya çıktğını söyleyenlerin sayısı az değildir ama bence heavy metal 1971'de Alice Cooper ile birlikte başlamıştır(80'lerden sonra yaygınlaşan thrash metal akımına göre ne kadar "metal" olduğu tartışılsa da). Sonra Ozzy ve Black Sabbath ile bir devrim gerçekleşti ve Metallica-Megadeth ikilisiyle Heavy Metal gerçek yükselişine başlamış oldu. Sonra Anthrax geldi, Slayer geldi, Pantera geldi, geldi de geldi. Ama Metallica'nın 2003'te çıkardığı St. Anger "faciasından" sonra metal müzik bir değişim göstermeye başladı. Metalcore, deathcore, melodik, senfonik vs. gibi heavy metalin alt dalları yaygınlaşma sürecine girdi. Bu türlerin ortak özelliği bir şarkı içinde bazen 15-20'yi bulan çok sayıda riffler içermesi ve klavye, çello, keman vb. enstürmanların da şarkılarda önemli bir rol üstlenmesiydi. Şimdi bu modern metal türlerine ve bazı gruplara göz atalım.



Metalcore
Metalcore'un ilk ortaya çıktığı dönemler 90'lı yılların sonudur. Avenged Sevenfold(2. Albümden sonra sadece metalcore'a bağlı kalmayıp çeşit çeşit türlerde metal yapsalar da), As I Lay Dying, Bullet For My ValentineKillswitch Engage, Slipknot(Aslında Nu-Metal ve Ekstrem Metal'e daha uygunlar) vs. gruplar metalcore'un en önemli temsilcileri olarak göze çarpıyor.


Bu grupların bu kadar ünlenmesindeki ana nedenlerini altta maddeler halinde sıralayalım:
- Hepsinin bütün grup üyeleri kendi enstürmanında çok başarılılar.
- Enstürmanların birbirine uyumları çok iyi ve birbirlerini tamamlıyorlar.
- Diğer metalcore grupları gibi tamamen brutal vokal üzerine kurulu değiller. 
- Sert, akıcı ve agresif gitar rifflerine sahipler.







Melodik Death Metal
Melodik death metal, (Melodeath ve MDM olarak da bilinir) genel olarak death metal türündeki distortion riffleri yerine alt solo gitar riffleri kullanılan ve bu yolla öne çıkan melodik özellikten dolayı bu adı alan death metal alt türüdür. -Wikipedia


En çok İskandinav kökenli gruplar tarafından icra edilmektedir. Dünya üzerindeki en önemli temsilcileri In Flames ve Amon Amarth'tır. Bunun dışında hardroce nitelikleri de taşıyan melodik death metal grupları da vardır. Buna en büyük örnek olarak şüphesiz Finli grup Children of Bodom'ı gösterebiliriz.Yine Melodik Death Metal'in ortak özelliklerini maddeler halinde sıraladım:
- Klasik 1 vokal, 3 gitar, 1 bateri 5'lemesinden farklı olarak bir de keyboardist(klavyeci) barındırırlar.
- Klavye düzgün ve yerinde kullanıldığında şarkıya melodik bir hava katmanın yanında insanın içine işleyen bir ses oluşturuyor.
- Tabi ki death growl.






Senfonik Black Metal
Venom'un Black Metal'i yaygınlaştırmasından sonra ortaya çıkan bir türdür. Klavye ve diğer enstürmanların kullanımı genelde klasik müziğe benzer. En büyük temsilcisi Dimmu Borgır olarak gösteriliyordu taa ki ICS Vortex'in gruptan ayrılmasına kadar. Şimdilik Cradle of Filth en önemli Senfonik Black Metal grubudur bana göre.


Senfonik Black Metal icra eden grupların ortak özellikleri:- Klavyenin yanında yaylı çalgıların da bolca kullanılması.- Agresif brutal vokal yerine genelde scream vokal kullanılır.
- Gözlemlediğim kadarıyla nakaratlarında ya bayan vokal ya da etkileyici ve temiz bir erkek sesi kullanılır.







Nu-Metal
Nü metalheavy metal'in bir alt türü. 90'lı yılların başında popüler olan Nü Metal, 2000'li yıllara geldiğimizde hala popülerliğini yitirmedi. Basit olan rap ve pop kültürü silsileleri metal ve rock müzik içinde yer alamayacağı tezi ile çoğu radikal metal dinleyicisi tarafından dışlanmaktadır. Bir yandan, Nü Metal'in diğer metal türlerine göre radyolarda ve televizyonlarda daha fazla çalınması ve başka türleride içine alarak, metal müzikteki bazı kalıpları yıkması yüzünden, metal dinleyicileri tarafından genellikle dışlanmıştır. Bu yüzden Nü Metal yapan bazı gruplar bunu açıkça söylememiştir. -Wikipedi

En ünlü nü metal grubu Korn'dur. Korn'un dışında Limp Bizkit, Staind, Linkin Park(Hybrid Theory ve Meteora dönemi) ve System Of A Down(Aslında bir türe sığdırılabilecek bir grup değil kendi türlerini yarattılar bile diyebiliriz) da ünlü Nü Metal gruplarındandır.

Nü Metal'in Müzikal Özellikleri:
- Rap vokal kullanılır.
- Distortion gitarlar genelde şarkının yavaşladığı yerlerde(breakdown) veya nakaratlarda kullanılır veya sertleştirilir.
- Gruplarda genelde DJ'ler bulunur.(Bu özellikten dolayı Slipknot da bazı kişiler tarafından nü metal grubu olarak adlandırılır.)



Yazın Gelmesiyle Birlikte Televizyonda Eski Dizilerin Tekrarlarının Belirmesi

Öncelikle ilk yazıma başladığım için kendimi tebrik ediyorum. Bir de bu yazıyı saat sabahın 6(altı)sında yazdığımı da not düşerek konuma giriş yapıyorum.


Efenim konumuz başlıktan da anlaşılacağı gibi yazın gelmesi ve haliyle Radyo ve Televizyon ile uğraşan abi, abla, amca ve teyzelerimizin tatile çıkmasıyla televizyonda birden bire belirmeye başlayan bilmem taa kaç yıl öncenin dizileri. Örnek vermek gerekirse Cennet Mahallesi, En Son Babalar Duyar, Çocuklar Duymasın vb. dizilerden bahsediyorum. Televizyonda ne zaman gezinmeye başlasam(saat farketmez) bu dizilerden en az 1'i maksimum 3'ü(haliyle) yayında oluyor. Ne bu arkadaşım? Bu nasıl bir yayıncılık zekası? Cidden şu güzelim yaz günlerinde, okul da yokken televizyonu açıp bunları izleyenler var mı lan? Hayır diyelim ki var niye sabahın 5'ine de koyuyosun bunu? Sabahın 5'inde televizyonu açıp "aa cennet mahallesi varmış" diyip kıçını kırıp Show Tv'nin karşısında oksijen tüketen insanın ne sana, ne bize bundan sonra bi yararı olur; ne de o izlediği Cennet Mahallesi'nin ona bi yararı olur. Anlıyo musun beni ey Show Tv?! Sırf reyting uğruna(sabahın 5'inde ne reytigiyse bu amk) beyin felci geçirmesine ramak kalmış insanları hayata tekrar kazandırmak yerine neden geri dönülmez bi yola sokuyosun(Ahmet Çakar amcama selamlar)?! İnsanlığa sığar mı bu?! Bak yine atara geldim amk. Neyse sakinim.



Demem şu ki: Bu yayıncı kuruluşların pis planlarını çökertmek için bu dizileri izlemeyelim efenim. Gidin Cnbc-e var, e2 var, Nba Tv var(onda da lökavt falan olmuş sinirim bozuldu zaten ama o konuya sonra değiniriz), Discovery var, Nat. Geo. falan var işte gidin onları izleyin sevgili kardeşlerim(Rte gibi hissettim lan kendimi). fatih terim mod on Size güveniyorum, hadi aslanlarım hadi koçlarım! Adam olun burdan sahaya kadar! fatih terim mod off



Ben Berk Oktar. İlk yazımın(aslında deneme diyelim) sonuna geldik. Günün tüm yorgunluğunun üzerine yazılan bir yazı olduğundan fazla kâle almayın zaten. Ama okuyun. Okumak güzeldir. Sürç-ü Lisan ettiysek affola. Saygılar, sevgiler. Bu kedi de çok tatlıymış amk gözümü ayıramıyorum ya.