18 Temmuz 2011 Pazartesi

Kuran'daki Çelişkili ve Gerikafalı Ayetler

Eveet, uzun bir aradan sonra tekrar bir yazıyla karşınızdayım. Bu sefer konumuz İslam ve haliyle Kuran.
Önemli Not: Aşağıya inmeden önce at gözlüklerinizi çıkarmanız ve objektif bir bakış açısına sahip olmanız önemle rica olunur.

Çelişki 1
Bakara/256: Dinde zorlama yoktur.
Tevbe/5: Müşrikleri, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün.

Gördüğünüz üzere Allah, hem dinde zorlama olmadığını, herkesin inanmak konusunda özgür olduğunu hem de inanmayanları bulduğumuz yerde öldürmemizi emrediyor. Başka bir yoruma gerek görmüyorum.

Çelişki 2
Yunus/99: ''Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?"

Tevbe/29: "Kendilerine kitap verilenlerden Allaha ve ahiret gününe iman etmeyen, Allahın ve resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslamı din edinmeyen kimselerle elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın."

Yunus suresinde gayrimüslümlerin inanmaya zorlanmaması emrediliyor. Tevbe suresinde ise yine inanmayanlarla savaşılması gerektiği emrediliyor. Yorum sizin.

Çelişki 3
Ariyat/56: ''Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.''

Araf/179: ''Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır.''

Allah da çok kararsız gözüküyor değil mi? :) Ayrıca siz kimsiniz? Allah bir şeyi yaratmak için başka bir arkadaşına mı ihtiyaç duyuyor yoksa?

Çelişki 4
Bakara/256 'Dinde zorlama yoktur...' 

Nisa/89 'Onlar sizin kendileri gibi kafir ve böylece eş olmanızı isterler. Allah yolunda göç etmedikçe onlardan dost edinmeyin. Bunu kabul etmez de yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün...'

Tevbe/5 'Hürmetli aylar çıkınca allah'a eş koşanları nerede bulursanız öldürün. Yakalayıp hapsedin. Gelip geçecekleri bütün yolları tutun. Fakat tövbe ederler, namaz kılarlar ve zekât verirlerse onların peşini bırakın...'

Enfal/65 'Ey peygamber inanları savaşa teşvik et. Eğer içinizden sabırlı yirmi kişi bulunursa onların iki yüzüne galip gelir. Ve eğer sizden yüz kişi olursa, kafirlerin binini yener. Çünkü onlar hiçbir şeyden anlamaz güruhturlar.'

Enfal/66 'Şimdi allah yükünüzü hafifletti. Bildi ki sizde muhakkak bir zaaf var. Artık sizden sabırlı ve metanetli yüz kişi olursa iki yüzünü yenerler. Eğer sizden bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bine galebe çalarlar. Allah sabır ve sebat edenlerle beraberdir.'

Yorumsuz…

Çelişki 5
Araf/7:54. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!


Yunus/10:3. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek arşa istiva eden Allah'dır. Onun izni olmadan hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte O Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz!


Hud/11:7. O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.


Furkan/25: 59. Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden (ona hükmeden) Rahmân'dır. Bunu bir bilene sor.


Yukarıdaki ayetlerin tümünde, yer ve göğün altı günde yaratıldığı söyleniyor. Halbuki, aşağıdaki ayetlerde ise, yer ve göğün sekiz günde yaratıldığı anlaşılıyor ki, bu ayetlerle yukarıdaki ayetler bir çelişki içindedir..


Fussilet/41:9. De ki: Gerçekten siz, yeri iki günde yaratanı inkâr edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.


Fussilet/41:10. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.


Fussilet/41:12. Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın semâyı kandillerle donattık, bozulmaktan da koruduk. İşte bu, azîz, alîm Allah'ın takdiridir.


Yer(2 Gün)+Gıdalar(4 Gün)+Gökler(2 Gün) = 8 gün


Gördüğünüz üzere burada da bir çelişki mevcut.


Kuran’da daha bir çok çelişki vardır ama şimdilik bunlar yeterli diye düşünüyorum. Şimdi geçelim Kuran’ın insanlık dışı ve bilimle çelişen ayetlerine.


Ayet 1
Nisa/34: Erkekler, kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün.


Allah açıkça erkeklerin kadınlardan daha üstün yaratıldığını söylüyor. Ve bu yetmezmiş gibi erkeklerin karılarını dövmelerini serbest kılıyor. Boşuna “Bir erkek dini olarak İslam” demiyoruz…


Ayet 2
Maide/38: Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.


Allah insanları şiddete ve zulüme teşvik ediyor. Başka bir şey söylemeye gerek var mı?


Ayet 3
Nisa/3: Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.


Gördüğünüz üzere İslam’da çok eşlilik serbest. Böyle bir şeyin çağdaş toplumda hoş görülmesi imkansız. Ayrıca 4 eş bulamayana da sınırsız cariye(kadın köle) lütuf edilmiş Allah tarafından. Yani anlayacağınız İslam’ın çağdaşlıkla yakından uzaktan alakası yok. Ya da biz çağdaşlığı yanlış biliyoruz.


Ayet 4
Talak/4: Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. Hamile olanların bekleme süresi ise, doğum yapmalarıyla sona erer. Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.


Adet görmemiş kadından nasıl boşanılacağı anlatılıyor. Yani İslam’a göre sübyancılık serbest. İlginç olmalı…


Ayet 5
Bakara/282: Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah'tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun.


Yorum yapmıyorum.


Ayet 6
Nisa/11: Allah size, çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasının hissesi altıda birdir.


Kadınların aşağılanması bu ayette de devam ediyor. Ayrıca matematiksel hesaplama yaptığınızda böyle bir paylaşımın imkânsız olacağı gerçeğiyle de karşı karşıya kalıyoruz.


Ayet 7
Tevbe/28: Ey iman edenler! Allah'a ortak koşanlar ancak bir pislikten ibarettir. Artık bu yıllarından sonra, Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, Allah dilerse lütfuyla sizi zengin kılar. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 


Biz İslam hoşgörü dini sanıyorduk! Meğer inanmayanlar sadece pislikten ibaretmiş. Acaba biz de Müslümanlar sadece pisliktir desek hoşlarına gider miydi? Ayrıca gayrimüslümlere hakaret eden bir çok ayet vardır. Bunların üstüne eğer laf söylediğimiz Müslüman olursa da bunları aklına getirsin.









54 yorum:

  1. Fındık kadar beyninle bunları sorgulamak sana mı düştü...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. adsız : fırıldak arap dolü, mk yobazı seniiii,, ulan şebek,, iblisliği bırakında insan olmaya çalış,,,, ucubeeeee

      Sil
    2. Orospu çocuğu senin o boş kafani sikim

      Sil
    3. bende seni sıçan o anayı sikim

      Sil
  2. Ayetlerin tefsirine bakmanız uygun olur.

    YanıtlaSil
  3. tefsir? yoksa siz apaçık kuran'ı anlamıyormusunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. adsız : biz kitabını anlıyoruz apaçık yazmış, iblisiz, cellatız diye mk marazı , mk arabı seniiii,, yaratık olma bedava, senin gibi yobaz malları milyarlarca var.

      Sil
  4. oooo tefsire bak bi bilene sor zorlamayla olmuyor bırakın artık ayet ismini ve numarasını hatırlamıyorum lakin allahiniz kuranın bi çok yerinde şöyle demiyormu biz kuranı anlayabilmeniz için apaçık gönderdik şimdi 2 sorum yada saptamam olacak ya o dönemdeki insanlar çok zekiydi tefsirdi sunnetti gerek görmediler yada şimdiki insanlar çok aptal okuduğunu anlayamıyorlar altını üstünü kurcalamayın işte ne yazıyorsa o

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tebrikler beyinleri 7.YYda kalmi$lara.. $eriat, çôl e$KIYALARININ gelenegi ve hukukundan

      Sil
    2. Nasreddin hocanin göle Maya ÇALMASI gibi..
      Ya tutarsa?
      Bu ayetlerin bir bölümü Kevser $ARABI fazla KAÇIRINCA, digerleride güne$ ÇARPINCA YAZILMI$, ô kadar kusur..

      Sil
  5. oooo tefsire bak bi bilene sor zorlamayla olmuyor bırakın artık ayet ismini ve numarasını hatırlamıyorum lakin allahiniz kuranın bi çok yerinde şöyle demiyormu biz kuranı anlayabilmeniz için apaçık gönderdik şimdi 2 sorum yada saptamam olacak ya o dönemdeki insanlar çok zekiydi tefsirdi sunnetti gerek görmediler yada şimdiki insanlar çok aptal okuduğunu anlayamıyorlar altını üstünü kurcalamayın işte ne yazıyorsa o

    YanıtlaSil
  6. Kur'an da Çelişki iddiaları:

    Bakara/256: Dinde zorlama yoktur.
    Tevbe/5: Müşrikleri, puta tapanları bulduğunuz yerde öldürün.
    Gördüğünüz üzere Allah, hem dinde zorlama olmadığını, herkesin inanmak konusunda özgür olduğunu hem de inanmayanları bulduğumuz yerde öldürmemizi emrediyor. Başka bir yoruma gerek görmüyorum. (diyorsunuz)

    1.İddiaya cevap:

    Tevbe/5.ayet barış antlaşmasını bozan ve saldıran ( المشركين ) ‘’el müşrikiyn’’ malum müşrik gurubudur.Aynı zamanda, ‘’el müşrikiyn’’ üzerindeki ( ال ) ‘’EL’’ belirteç harfı olup,malum saldırgan müşrikleri kastetmektedir.
    Ayrıca Tevbe/1.ayetten 5.ayete kadar birlikte değerlendirdiğimiz de görüyoruz ki,barış antlaşmasını yaptıkları halde,bu antlaşmayı bozan ve saldırı hazırlığında bulunan müşriklere 1.ayetle uyarı verilir ve daha sonraki ayetlerle de bu tutumlarından vazgeçmeleri için dört ay süre tanınır.İşte bu durumda olan müşrikler bu tutumlarından/saldırganlıktan vazgeçmedikleri takdirde,Tevbe-5.ayetin hükmü devreye giriyor.Yani o saldırgan müşrikler sizi öldürdükleri gibi siz de kendilerinizi mudafaa amacıyla onlarla savaşın,deniliyor. Yani onların inanıp inanmamaları hiç sorun değil,belki sorun,onların barış antlaşmasını bozup saldırganlık
    durumunda olmalarıdır.
    İşte Bakara-256.ayete göre din,inanç ve düşünce konusunda hiçbir zorlama söz konusu olmadığı gibi her inanca özgürlük vardır.Ama bu değil ki sana saldırana karşı kendini mudafaa etmeyeceksin.

    İşte Tevbe-5.ayetin hükmü,bunların müşrik olmaları sebebiyle değil, belki barış antlaşmasını bozup saldırı hazırlığında bulundukları içindir. Bir de Tevbe-1.ayetin doğru ve açıklamalı mealini verelim:


    Tevbe-1: Allah ve Rasûlünden; kendileriyle, antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere, bir ültimatomdur (antlaşmalara aykırı hareket edip saldıranlara savaş ilânıdır): deniliyor.
    Tevbe-5.ayetin açıklamalı doğru meali ise şöyledir:

    Tevbe-5: Haram aylar bitince; (antlaşmaya ihanet eden ve öldürmek niyetiyle size saldıran) o malum müşrikleri kıstırdığınız yerde siz de katledin. (ama yakalayabildiklerinizi öldürmeden) Onları yakalayın (esir alın) ve hapsedin. ………..’’ şeklindedir.
    İşte her iki ayet arasında asla bir çelişki,bir tutarsızlık söz konusu değildir.

    Ama siz ayetleri çeliştirmek amacıyla aynı konuya değinen ayetlerden sadece birini cımbızlayarak değerlendirme çalışıyorsunuz. ---------
    2.İddiaya cevap:
    Tevbe-29-Ve (barış antlaşmalarına uymayıp size saldıran) Allah’a ve ahiret gününe inanmayan,Allah ve elçisinin haram kıldığını da (saldırganlık,tecavüz vb.) haram saymayanlar ile kendilerine kitap verilmiş olanlardan hak dini (kendilerine gelen ve tahrif edilmemiş olanı) din edinmeyen (o saldırgan zümreler)le de baş eğmişlik içinde cizyeyi/himaye,güvenlik ve vatandaşlık gereği verrgiyi kendi elleriyle (kudretleriyle) verinceye kadar savaşın…’’şeklindedir.

    TEVBE-29.ayette verilen hüküm, bunların İslama inanmadıkları için değildir,belki bunlar silahli güç oluşturarak islam devletine baş kaldıran ve devleti tanımayan kitap ehlinden silahli bir gurup olup, bütün kitap ehli değildir.‘’CİZYE’’ ise,onların islam devletini tanıyıp,silahlı eylemlerine son verme karşılığında,islam devletinin de onların,can,mal,din,inanç,ibadet ve tüm insanı haklarını güvence altına almayı ve islam devletinin birer vatandaşı olarak devletin tüm hizmetlerinden yararlanmayı ifade eden çok cüzi bir mal taahhüttür (vatandaşlık vergisidir).

    Şayet onları inanmaya zorlamak gibi bir durum olsaydı, ayetin sonunda ‘’İNANINCAYA KADAR ONLARLA SAVAŞIN’’ denilecekti. Ama böyle bir emir veya ifade yoktur.
    Ayrıca bunlardan sadece silahlanan ve savaşan kişiler bu cizyeyi verirler.Kadın,yaşlı,hasta, malül ve yoksul olanlar bundan muaftırlar.Halbuki islam devletinde yaşayan müslüman vatandaşlar bunlardan kat kat daha fazla bir vergi olan zekatı vermek zorundadırlar. Ayrıca vatandaşlık görevi olan söz konusu çizye de çok cüzi bir vergidir….)
    İşte bu iki ayet arasında da ne bir çelişki,ne de bir tutarsızlık söz konusu değildir.(devam edeeck)

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  7. Çelişki İddiası -3:

    Zariyat/56:''Ben cinleri ve insanları,ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.''
    Araf/179: ''Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır.''
    Allah da çok kararsız gözüküyor değil mi? :) Ayrıca siz kimsiniz? Allah bir şeyi yaratmak için başka bir arkadaşına mı ihtiyaç duyuyor yoksa? (diyorsunuz)

    Cevap-3:

    A’RAF/179.AYETİN MEAL ÇEVİRİSİ ÇOK HATALIDIR,DOĞRU MEAL İSE AŞAĞIDADIR.

    179: Gerçek şu ki,biz akletme ve düşünme yetenekleri olup da (hakkı) kavramaya, gözleri olup da (gerçeği) görmeye, kulakları olup da (hakkı) duymaya çalışmayan,(iradelerini yanlış yolda,nefislerinin arzusu istikametinde kullanan) cin ve insanlardan (bu tür davranışları nedeniyle) cehennemlik olan birçok kimseyi de (yeryüzünde) YAYDIK/ onlara da yaşama hakkı,yaşama imkanı verdik’şeklindedir.

    İşte görüldüğü gibi Araf-179.ayetin doğru mealine göre hiçbir kimse cehennem için yaratılmış değildir.Zaten kur’an’ın Arapçasında (orjinalinde) hiçbir sorun yoktur,ayetleri sorunlu gibi yapan çevirisi hatalı olan meal ve yorumlardır.

    Çelişki İddiası-4

    Bakara/256 'Dinde zorlama yoktur...'
    Nisa/89 'Onlar sizin kendileri gibi kafir ve böylece eş olmanızı isterler. Allah yolunda göç etmedikçe onlardan dost edinmeyin. Bunu kabul etmez de yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün.'(diyorsunuz)

    CEVAP-4:

    Bunun doğru meali de şöyledir.

    89-Onlar,kendilerinin inkar ettiği gibi,(her türlü zulmü ve işkenceyi reva görüp,baskı ve şiddeti uygulayanlarla birlikte) sizin de/hakikati/ inkar etmenizi isterlerdi ki siz de onlar gibi olasınız.O halde Allah yolunda (baskı,şiddet,işkence ve zulüm diyarından) göç etmedikleri sürece onları veli/yönetici, temsilci ve idareci/edinmeyin.Eğer bundan yüz çevirip,düşmanlığa yönelirlerse (ve sizi öldürmek için fırsat kollarlarsa), siz de onları bulduğunuz yerde yakalayın ve (tevbe edip bu tutumlarından vazgeçmezlerse) öldürün.Bir daha da onlardan ne veli/kendinize temsilci,yönetici ve idareci edinin,ne de yardımcı.

    (Bu ayette göre,münafıklar Müslümanlara karşı saldırıya geçen müşriklerle işbirliği yapıp saldırırlarsa, onlara bu hüküm uygulanır. Müslümanlara saldıran müşriklerle işbirliği içinde olmadıkları zaman Nisa-61-63.ayetlerin hükmü gereği onlara ne bir zarar verilebilir,ne de öldürülürler.!!!

    Enfal/65 'Ey peygamber inanları savaşa teşvik et. Eğer içinizden sabırlı yirmi kişi bulunursa onların iki yüzüne galip gelir. Ve eğer sizden yüz kişi olursa, kafirlerin binini yener. Çünkü onlar hiçbir şeyden anlamaz güruhturlar.'
    Enfal/66 'Şimdi allah yükünüzü hafifletti. Bildi ki sizde muhakkak bir zaaf var. Artık sizden sabırlı ve metanetli yüz kişi olursa iki yüzünü yenerler. Eğer sizden bin kişi olursa, Allah’ın izniyle iki bine galebe çalarlar. Allah sabır ve sebat edenlerle beraberdir.'(Bu gösterdiğiniz meallerde yine hatalar var)

    ENFAL-65-66.AYETLERİN DOĞRU MEALLERİ AŞAĞIDADIR!

    65-Ey peygamber! İnananları (size saldıranlara karşı) savaşmaya teşvik et. Eğer sizden zor durumlara göğüs germesini bilen sabırlı, (eğitimli,kararlı,cesur ve fedakar) yirmi kişilik özel bir birlik oluşursa, bunlar (bu durumda olmayan) iki yüz kişiyi yenebilir.Yine eğer sizden böyle yüz kişilik bir birlik oluşursa, inkar edenlerden bin kişiyi yenebilir. Çünkü onlar (her gerçeği anlamadıkları gibi) bu savaştaki gerçekleri de anlayamayan bir topluluktur.

    66-Ama,(maddî teçhizat ve eğitim yönünden zayıf bulunduğunuz) şu anda Allah yükünüzü hafifletmiş bulunuyor ve biliyordu ki, hiç şüphesiz sizde bir zaaf var.O bakımdan sizden sabır ve irade sahibi yüz kişi olsa,ikiyüz kişiyi yenebilir.Eğer sizden bin kişi olsa,(zatım olan) Allah’ın izniyle iki bin kişiyi yenebilir Ve Allah zor durumlara göğüs germesini bilenlerle beraberdir. ’’şeklindedir.

    Yani Enfal-65-66.ayetler de yine savunma savaşıyla ilgilidir. Bu nedenle bunların,Bakara-256.ayetle
    çelişmedikleri gibi,çelişki iddiası da mesnetsizdir.

    Devam edecek.

    YanıtlaSil
  8. Çelişki İddiası-5

    ARAF/7:54,YUNUS/10:3,HUD/11:7 VE FURKAN/25:59.Ayetlere göre evren altı günde yaratıldığını, Fussilet/41: 9-10-11 ve 12.ayetelere göre sekiz günde yaratıldığını iddia etmekte olup şöyle hesaplamışsınız : Yer (2 Gün) + (Gıdalar 4 Gün) + Gökler 2 Gün) = 8

    CEVAP-5:

    Ame durum anladığınız gibi değildir.Fussilet suresine göre de yine evren ALTI EVREDE/aşamada yaratılmıştır. ÇÜNKÜ,Fussilet -9-12.ayetlerin açıklamalı doğru mealleri aşağıdaki gibidir.

    FUSSİLET-9,10,11,12.ayetlerin açıklamalı doğru mealleri aşağıdadır.

    Fussilet-9: De ki: “Siz gerçekten yeri iki (jeolojik yaratılış süreci içinde) evrede yaratanı inkar edip duracak mısınız? Bir de O’na eşler mi koşuyorsunuz? O, bütün alemlerin Rabbidir.

    Fussilet-10:“Orada,(o iki yaratılış aşamasından sonra) üstünden (kökleri yerin derinliklerine kadar inen) ağır baskılar yerleştirmiş olup orayı bereketlerle donatmış ve orada bütün canlılar için gerekli gıdayı,rızklarını Ondan bekleyip,ondan isteyen bütün varlıkların hayatî ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde /ilk iki yaratılış evresi dahil/bütün bunları/dört evrede takdir etmiştir. şeklindedir.

    Bu nedenle evrenle birlikte dünyanın yaratılışı iki evrede ,Semanın yediye düzenlenmesinden sonra da geoit şeklinde hazırlanıp yaşam için elverişli hale getirilmesi, gıdaların plan ve takdir edilmesi de iki aşama olmak üzere dünyanın tüm yaratılış aşaması 6 değil 4 aşamadır: ki o son iki aşaması da Semanın yediye düzenlenmesinden sonradır (bkz:NAZİAT-30)

    Naziat-30-31: Ardından da/göğün ardından yeryüzünü (geoit bir şekilde) yayıp yerleşmeye hazırladı. Oradan da (yaşam için) suyunu ve otlağını,bitki örtüsünü çıkarıp meydana getirdi.’’deniliyor.

    Fuusilet-11: Bir de (daha önce) duman/gaz halinde bulunan semaya (evrene) yönelip ona ve (henüz sema gibi gaz halinde bulunan) yere “İster istemez,(boyun eğerek varlık alemine) gelin!”diye buyurmuştu.(Onlar da kendilerine has bir iletişim şekliyle) bizler boyun eğerek/isteyerek geldik’’demişlerdi.

    Burada da ilahi emir ve hitabı önce gaz halinde bulunan semaya, daha sonra yine gaz halinde bulunan arza irad buyurulmak suretiyle evren yasaları oluşturuluyor.
    Fussilet-12:Derken onları yedi (manyetik kuşak) sema olarak iki evrede düzenlemiş ve her birine kendi yasasını vahyetmiştir.Ve (ardında) dünya semasını da ışık yansıtanlarla/gezegenlerle donattık, (onları) bozmaktan da koruduk; işte bu, üstün olan ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir
    Bu nedenle ayetlerden aşağıdaki gibi bir sonuç ortaya çıktığını düşünüyorum.Ama yine de en doğrusunu Allah bilir.

    Yani gökler ve yerin/evrenin ilk maddesinin/iptidai atomun patlaması sonucunda evren ve dünyamız oluştuğunda fırıldak gibi dönen gaz ve toz bulutuydu.(her ikisi için 1.evre). Evren (dünyayı oluşturan unsurlar dahil),Büyük Patlamanın etkisiyle gitgide genişleyerek soğumaya devam etti (Dünya dahil evrenin 2.aşaması).Yine bundan sonra yedi manyetik semanın düzenlenmesi de 2 evrede olmuştur. Dünyanın da kendi ekseni etrafındaki dönüşünün etkisiyle zamanla dıştan içe doğru soğumasından (yani ilk iki yaratılış aşamasından) sonra geoit şeklinde yayılıp hayat için elverişli hale getirilmesi, gıdaların vs.takdir edilmesi de yine iki evrede olmuştur.

    Buna göre,

    Evren (dünyayı oluşturan unsurlar dahil), 1+1= 2 evre,+ Göklerin yedi manyetik semaya düzenlenmesi de yine 2 evre = 4 , + Semanın yediye düzenlenmesinden sonra Dünyanın geoit şeklinde yayılıp hazırlanması, gıdalar vs.nin yaratılıp takdir edilmesi/yaşam için elverişli hale gelmesi de 2 evrede olup, toplam = 6 evre eder.

    (الله اعلم ) En doğrusunu Allah bilir.

    Bu nedenle ayetlerde bir çelişki veya tutarsızlık asla söz konusu değildir.

    devam edecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 6 günde yaratıldığı çokmu mantıklı yakında bilime uydurup 6 milyon yok demeyin.

      Sil
    2. Yeminle sen Kur'an ve allahtan daha güzel kıvırıyon bu işi artık tanrı derler sana 😁😁😁

      Sil
    3. Einstein'ın zamanın bükülmesini söylediği kuantum teorisine göre de evrenin 6 aşamadan, yani 6 boyut katlanmasından oluşmuştur, Kuran mucizesi MasaAllah

      Sil
    4. birader maşallah senin mealler süper, biz buna çevir kazı yanmasın diyoruz. öncelikle kafana iyice sok ''ayetten senin ne anladığın seni benim ne anladığım beni ilgilendirir'' yani herkes aynı şeyi anlamıyorsa bu kitabın sorunudur senin yada benim değil! Kuranda insanlık dışı çok sayıda ayet vardır en basitinden yaradan yarattığının bir başka yarattığı tarafından öldürülme hakkını neden veriyor? ne biçim tanrı bu, vekalet veriyor! el-kol kesme ayetleri var yahu, dayak ayeti var, dövün ayeti var! böyle saçma şeylere inanılır mı? çöl arabının acımasızlığı ve ahlaksızlığının tasviri resmen ve bu din... hadi canım

      Sil
  9. Şimdi geçelim Kuran’ın insanlık dışı ve bilimle çelişen ayetlerine. (diyorsunuz)
    Ayet 1

    Nisa/34: Erkekler,kadınlar üzerinde hâkim dururlar……..’’ (gösterdiğiniz meal)

    Bu şekildeki meallerin çevrileri hatalıdır.

    NİSA-34.ayetin doğru meali ise aşağıdadır.

    Nisa-34-Allah'ın kimisini kimisine farklı yeteneklerle donattığından ve (kadınlara) mallarından harcama yaptıkları için erkekler (kendileriyle evli bulunan) kadınların (tüm maddi ve manevi haklarının) koruyucusu ve gözeticisidirler. Dürüst ve erdemli kadınlar ise, gerçekten Allah'ın korunmasını buyurduğu mahremiyeti (iffet ve namusu) koruyan,(eşlerine) sadık ve (onlarla) uyumlu olan kadınlardır. Nüşüzünden (gözleri dışarda olmalarından) endişe ettiğiniz kadınlara gelince,(yuvanızın yıkılmaması için) onlara (önce) nasihat ediniz,(bu edepsizlik ve sadakatsızlıklarına son vermezlerse,) onları yattıkları yatakta yalnız bırakınız; yine de buna son vermezlerse ( bu defa ciddiyetinizi göstermek amacıyla) onları (hafifçe zarar vermeden) dövün. Bundan sonra (edepsizlikten vazgeçip sizinle) uyumlu olurlarsa,(size karşı sadakat gösterirlerse,) onları incitmekten kaçının,Allah gerçekten yücedir; büyüktür.. ‘’şeklindedir.

    Ayrıca ayette geçen ( واضربوهن ) şeklindeki ifade’’Onları bir süre evden ayırın/varsa anne babasına, yoksa yakın akrabasına gönderin’’şeklinde de de yorumlanabilir. Ama ben şahsen ayetin mesajını gösterdiğim mealdeki gibi anlıyorum.

    Bu ayet,erkeklerin kadınların üzerinde yönetici ve egemen olma hakkına değil,evli erkeklerin eşlerine karşı sorumluluk ve yükümlülüklerine vurgu yapmaktadır.Yani erkeğin kadınlar üzerinde egemenliği ve yöneticiliği söz konusu değil.

    Örneğin,
    TEVBE-71.ayette: İnanan erkekler inanan kadınlar birbirlerinin velileridirler.(birbirlerini yönetip idare ederler) ’’ deniliyor.

    İşte buna göre her iki cinsin de birbirlerinin velisi, yönetici ve idarecisi olabilir,biri diğerine hakim değildir.

    Çünkü Arapçada (قوامون)‘’kevvamun‘’yönetici,idareci vb. anlamlara gelmez.

    Arapçada Yönetici,idareci,vali,hakim gibi ifadelerin karşılığı bu ayete yoktur.

    Mesela: Ayet,) الرجال حاكمون- مديرون – اولياء علي النساء ) ‘’Er-ricalu hakimune,’’veya’’müdirune,’’ ya da‘’evliya’un alan-nisai‘’şeklinde olsaydı,o zaman erkekler kadınlara‘’yönetici,idareci,veli,hüküm verici’’egemen vb.)olurlardı,ama ayet böyle değildir,işte ayetin meal çevirisi hatalı yapıldığından ayetin mesajı yanlış algılanıyor.!
    Öreneğin,
    TEVBE-71: İnanan erkekler inanan kadınlar birbirlerinin velileridirler.(birbirlerini yönetip idare ederler) ’’ deniliyor.

    İşte buna göre her iki cinsin de birbirlerinin velisi, yönetici ve idarecisi olabilir,biri diğerine hakim değildir.
    Ayrıca bu ayetteki kadının nüşüzden maksat,erkeğine sadakatsızlık gösterip gözü dışarda olma durumu olduğuna dair hem ayete geçen ''Allahın korunmasını buyurduğu mahremiyeti (iffet ve namusu) koruyan,(eşlerine karşı) sadık olanlar’’ hem de Veda Hutbesindeki konuyla ilgli hz.Peygamberin açıklamasıdır. Bu nedenle gerekçe ne olursa olsun, gözü dışarda olmadıktan ve eşine sadakatsızlık yapmadıktan sonra hafif de olsa hiçbir şekilde kadının dövülmesi mübah değildir.)

    Şimdi soruyorum,kur’an’ın arapça metnine uygun çevirisi yapılan bu doğru meale göre;

    1-Erkeğin kadın üzerinde bir hakimiyeti, üstünlüğü, idarecilik ve yöneticiliği söz konusu mu?
    2-Sizi tenzih ederim,örnek olsun diye bunu söylüyorum. Eşiniz size sadık olmayıp,gözü dışarda ve aldatma eğiliminde ise veya başka biriyle mesajlaşıyorsa, sizce hemen onu boşamak,ondan tamamen ayrılmak mı doğru? yoksa söz konusu tutumundan belki vazgeçer diye en son biraz hafifçe dövüp ciddiyetinizi göstermek mi?
    3-Kadının gözü dışarda veya eşini aldatma eğiliminde olmadıktan sonra hafifçe de olsa hiçbir surette dövülmesi mubah değildir.

    İşte kur’an,hemen boşanmayı değil,belki bu yöntemle aile yuvasının yıkılmaktan kurtulmasını hedeflemektedir.
    Özetle,kur’an’a göre,erkeğin kadın üzerinde üstünlüğü söz konusu olamayacağı gibi,erkeğine sadık olup gözü dışarda olmadıktan sonra hafif de olsa dövülmesi asla serbest değildir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bune be biz durzumuyuzki gözü dışarda yada aldatma egiliminde olan kadini hala tutmaya calisalim.arti neden kadinlar.erkeklere yaptırım yokmu.gozu dışarda olan kocalrinizi ikaz edin ondan yataginizi ayırın hatta vazgecmezlerse hafifçe dövün diye neden yok

      Sil
    2. Dövün yani darp kesimesi yanlış. Kuranda dövmek yok. darp kelimesinin Kuranda hangi anlamlarda kullanıldığını daha iyi araştırın. maalesef sizde meal kurbanı olmuşsunuz bu konuda. diğer konularda aynı fikirdeyim.

      Sil
    3. Elinize sağlık çok teşekürler bizi aydınlarıyım ićin ALLAH razı olsun kardeşim.

      Sil
    4. Hafifçe zarar vermeden nasıl dövebilirsin ki ? Darabe fiili geçiyor ayette. Darp etmek yani, dövmeyi meşru kılmış ellah.

      Sil
  10. Ayet 2
    Maide/38: Yaptıklarına bir karşılık ve Allah'tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile hırsız kadının ellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
    Allah insanları şiddete ve zulüme teşvik ediyor. Başka bir şey söylemeye gerek var mı? (diyorsunuz)
    --- HIRSIZIN CEZASI!

    MAİDE-38-Hırsız erkek ile hırsız kadının (maddi yönden zor durumda olmadığı halde sürekli hırsızlık yapan, kendine meslek edinen veya dolandıran erkek ile kadının) irtikâb ettikleri suça bir karşılık ve Allah’tan insanlara caydırıcı bir ceza olmak üzere ellerini/bir elin sadece serçe,yüzük ve orta parmaklarını/ kesiniz.Allâh dâimâ üstündür,hüküm ve hikmet sâhibidir.

    39-Kim de yaptığı haksızlıktan (hırsızlıktan) sonra tevbe eder ve kendini düzeltirse,şüphesiz ki Allah onun tevbesini kabul eder.Çünkü Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
    Ayrıca ,tevbe eden hırsızın bu cezası uygulanmaz..) Bkz: (T.Fathil Kadir), (Tefsirül Alüsi) (T.Keşşaf) T.El iklil) Zühretüt Tefasir)

    Özetle,

    1-Açlık sınırında yaşayan, işsiz veya maddi yönden zor durumda olan hırsızlık yapsa dahi,ona bu ceza uygulanmaz.
    2-Bir kişi defalarca hırsızlık yapmış olup,hırsızlığı kendine meslek edinmişse,ona ceza uygulanabilir.
    3-Malı çalınan şahıs hırsızı affederse yine ceza uygulanmaz.
    4-Çalınan mal kapalı ve muhafazalı yerden çalınırsa ceza uygulanır,kapı veya pencereler açık ise ev sahibinin ihmali olduğundan yine ceza uygulanmaz.
    5-Hırsız yakalanmış olsa bile samimiyetle tövbe ederse, yine ceza uygulanmaz.
    6-Herkesin sosyal güvencesi, aş ve işinin olması gerekir,böyle olmayan bir toplumda bu cezanın uygulanması söz konusu olamaz.Çünkü islamı cezalar ancak,tam manasıyla kur’an hukukun egemen olduğu toplumlarda uygulanabilir.
    7-Çalınanan malın değeri,en az 23 Gram altın veya değerinde olması gerekir.
    8-Hırsızın eli şayet kesilirse bilekten değil,belki bir elin sadece serçe,yüzük ve orta parmakları kesilir. Yani bilekten kesilmek yoktur.
    9-Bu cezayı da ancak sosyal bir devletinin, her vatandaşına iş ve aş temin ettiği, maddi yönden kimseyi zor durumda bırakmadığı, hırsızlığın da yoksulluk ve işsizlikten dolayı yapılmadığı zaman uygulayabilir.

    İşte kur’an’ın hükmü doğru ve düzgün anlaşılır ve tatbik edilirse,bırakın şiddet ve zulmü,tam aksine gerçek evrensel adaletin,eşitliğin tecelli ettiğini,topluma huzur ve güven ortamının egemen olduğunu,kimsenin ezilmediği, zulme uğramadığı,hakkına,hukukuna emeğine tacavüz edilmediğini göreceğiz.!!!

    devam edecek.

    YanıtlaSil
  11. Önceki yazının devamı.

    ‘’Ayet 3
    Nisa/3: Eğer,(velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız,…..’’
    Gördüğünüz üzere İslam’da çok eşlilik serbest. Böyle bir şeyin çağdaş toplumda hoş görülmesi imkansız. Ayrıca 4 eş bulamayana da sınırsız cariye(kadın köle) lütuf edilmiş Allah tarafından. Yani anlayacağınız İslam’ın çağdaşlıkla yakından uzaktan alakası yok. Ya da biz çağdaşlığı yanlış biliyoruz.
    (diyorsunuz)
    Cevap:

    Bu ayetin meal çevirileri hatalı olup,mesajı da yanlış algılanmaktadır.

    NİSA-3.AYETİN AÇIKLAMALI DOĞRU MEALİ AŞAĞIDADIR.

    Nisa-3:Eğer (himayenize almak istediğiniz) o yetimler hakkında [sosyal] adaleti yerine getiremeyeceğinizden (onların mallarını,canlarını ve her türlü insanı yaşam standartlarını koruyamayacağından) korkarsanız o zaman (durumunuza uygun bir şekilde) sizlere helal olan (o kimsesiz,çaresiz,yetim sahibi dul) kadınlardan ikişer,üçer,dörder nikahlayınız. (ve böylece onları kendi himayenize alarak insanca yaşayabilecekleri bir aile ortamına kavuşturunuz); ama eğer,[o evlendiğiniz kimsesiz,sahipsiz yetim sahibi dul] kadınlar arasında da adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız o taktirde onlardan (sadece) bir tane ile-yahut meşru bir sözleşme ile sahip olduğunuz (mülki yemin eşiniz) ile yetinin.Bu ise doğru yoldan sapmamanız için daha uygundur.
    Yani bu ayet,sadece savaşlar,çatışmalar sonunda kimsesiz,sahipsiz yetimleri koruyan sosyal bir devletin olmadığı bir dönemde,gücü yetenler tarafından yetim erkek ve kız çocuklarının himaye edilmesi istenmiştir.

    Buna göre,bir zarurat olmadan hiç bir kimse kimsesiz, bakıma muhtaç dul ve yetimleri koruma dışında bir amaçla ikinci,üçüncü veya dördünce evlilik yapamaz.Yani birden fazla evlilik ruhsatı,sadece himaye edilmesi istenen yetim sahibi dul kadınlarla olabilir.Ama bir zarurat yoksa ve amaç yetimleri korumak değilse,birden fazla evliliğe ruhsat da yoktur. Yani bu ayet, sadece böyle bir sorunu çözmeye yöneliktir.Bu bugünkü ikinci evlilik kur’an’a aykırı bir evliliktir.Ayrıca dul ve yetimleri koruyan sosyal bir devletin bulunması halinde böyle bir duruma da ihtiyaç kalmaz. الله اعلم )

    1-İslam da tek evlilik esastır.Bu nedenle yukarıdaki durum hariç, bir zaruret olmadıkça hiçbir şekilde ikinci evlilik yoktur.Bugün yapılan ikinci evliliklerin tümü kur’an’ın mesajına aykırıdır.Gerçek Kur’an hukuku egemen olsaydı, bu tür evlilikler yasaklanacaktı.

    2-Ayrıca adaletin gerçekleşmesi de (kur’an’a göre ) mümkün olmadığından yine kur’an’a göre ikinci evlilik de yasaktır.

    3-İslam da cariyelik ve kölelik asla meşru değildir. İslam,köle ve cariyelik yolunu tamamen kapatmıştır.Çünkü esirler cariye ve köle edinirdi,ama Muhammed suresi-4. ayet bunun yolunu kökten kapatmıştır.

    Muhammed-4:Ne zaman (size saldıran) inkarcılarla (savaş anında) karşı karşıya gelirseniz ilkin,kontrol merkezlerini vurun/etkisiz hale getirin. Güçlerini kırıp üstünlük sağladığınızda, kalanları sıkıca bağlayın. Savaş sona erince ister karşılıklı (esir takası vb), ister karşılıksız (mutlaka o esirleri) SERBEST BIRAKIN’’ şeklindedir.

    4-Yani hiçbir surette esiri köle edinmek,cariye edinmek veya esir olarak tutmak meşru değildir.Durum ve şartlar ne olursa olsun onların serbest bırakılması gerekmektedir.

    5-Ayetlerde geçen (ما ملكت ايمانكم )‘’ma meleket eymanuküm’’ ifadesiyle ne köle,ne decariye ifade edilir.Bunu ‘’CARİYE’’ olarak gösteren bütün meallerin iilgili çevirileri tamamen yanlıştır.Zira arapça da kölenin karşılığı ( عبد - رقبة ) ‘’Abd,Rakabe’’ gibi ifadelerdir.Cariyenin karşılığı ise,tekil( امة)'’EMET’’ çoğulu ise ( ايماء )‘’ima’’ifadesidir.

    Özetle; Kur’an’da geçen ‘’ما ملكت ايمانهم ‘’ ifadeleri nin ‘’Cariye ve kölelerle’’hiçbir alakası yoktur. Bu ifadelerle yeri gelince kişinin nikah akdi altında bulunan eşi olduğu gibi,kamu himayesinde bulunan veya başkasının hizmet ve sorumluluğunda bulunan kişinin meşru eşi de olabilir.
    devam edecek.

    YanıtlaSil
  12. Ayet 4

    Talak/4: Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla,henüz âdet görmeyenler hususunda...''
    Yani İslam’a göre sübyancılık serbest. İlginç olmalı… (diyorsunuz)

    CEVAP:

    Bir kere TALAK/4.ayetin meal çevirisi hatalıdır.Sizin de işinize geldiği için hangi meal hatalı ise onun üzerinden yorum yapıyorsunuz!!!

    TALAK/4.AYETİN DOĞRU MEALİ AŞAĞIDADIR:

    Talak-4: Hanımlarınız içinden,âdetten kesilmiş olanlarla
    ADET GÖRMEYENLER hususunda tereddüt ederseniz onların iddeti,bekleme süresi üç aydır.Hamile olanların iddeti ise, doğum ile sona erer. Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa/kötü işleri yapmazsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.’’şeklindedir.

    Ayrıca ayette‘’HENÜZ’’ ifadesi asla yoktur.Zira Arapçada bu ifadenin karşılığı“ما زلت” ma zalet’’ tir.Böyle bir ifade ayette asla yoktur.Ama maalesef mealcilerin birçoğu Arapça dil bilgisi grameri olan ( صرف - نحو ) ‘’Sarf ve Nahv‘’bilgisine vakıf değildir.Bu yüzden meallerde çok hatalar oluyor.

    Bi de bilimsel istatistiklere göre kadınların% 3 ile % 5 arasında hiç adet görmezler.İşte Talak-4.ayette Bir sebeple veya hiç adet görmeyen bu tür kadınlara yapıyor.

    Yani İslam da sübyancılık diye bir olay asla söz konusu değildir.Ama ne yazık ki bütün yorumlarınız çevirileri hatalı bulunan mealler üzerindedir.

    Ayet 5

    Bakara/282.... eğer iki erkek olmazsa,bir erkek ve iki
    kadını şahit tutun….’’Yorum yapmıyorum.(diyorsunuz)



    BU AYETİN MEALİ AŞAĞIDADIR: (İKİ KADININ ŞAHİTLİĞİ)

    BAKARA-282...Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın. Rabbinden sakınsın ve borcunu asla eksik yazdırmasın. Eğer borçlu aklı ermeyen zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdırsın. Bu işleminize erkeklerinizden iki kişiyi de şahit tutun. Şayet (şahitlik edecek) iki erkek bulunmazsa o zaman doğruluklarından emin olduğunuz bir erkek ile (biri yedek olmak üzere) iki kadının şahitliğini alın! (Bunun sebebi) birinin yanılması halinde ikincisinin hatırlatmasına (ve yedek şahidin şahitlik yapabilmesine) imkân vermek içindir. Ve şahitler çağrıldıklarında gitmemezlik etmesinler. Küçük olsun büyük olsun, her anlaşma maddesini vade tarihi ile birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu,Allah nazarında daha adil, kanıtlanma açısından daha güvenilir ve sizi şüpheye düşmekten alıkoymakta daha uygun olandır.’’

    Bunun açıklaması da şöyledir.

    Ayetin indiği dönemden bugünümüze kadar da ticari faaliyete kadınlar erkeklere nispetle çok az bulunduğundan dolayı burada yanılmaları söz konusu olabilmiştir. Bu nedenle’’şahitlik edecek kadın şayet YANILIRSA.’’deniliyor.

    a) Biri yedek olmak üzere iki şahit kadının bulunması şahitliğin bir nisabı değildir. (yani zorunlu değildir, sadece hakların korunması için bir tavsiyedir.)
    b) Diğer ikinci kadın, yedek şahit konumundadır. Şahitlik eden yine tek kadındır, şayet şahitlik eden kadın yanılırsa, diğer yedek şahit devreye girer...!!!

    c) Kadının şahitliğine vurgu yapan cümlenin sonunda ا.Bu durum,Allah katında adalete daha uygun,şahitlik için daha sağlam ve şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir....’’ deniliyor.Bu durum, farzdır,gereklidir veya zorunludur denilmiyor.

    d) Ayrıca ‘’DAHA SAĞLAM ‘’ sözü SAĞLAM’’ ın karşıtıdır. Yani kadınlardan bir kişi dahi şahitlik ederse yine geçerlidir, ama daha sağlam ve uygunu ise bunun yanında yedek bir şahidin de bulunmasıdır....’’ diye anlaşılıyor.

    “…Böylesi, şahitlik için daha sağlamdır…” ifadesi, borcu yazıyla tespit açısından da şahitlik nisabı açısından da değerlendirilebilir. “Daha sağlam ”sözü “sağlamın karşıtıdır. Sağlam olan iki şey karşılaştırılınca birine daha sağlam denebilir. “Bir erkek ile iki kadının şahitliğine” daha sağlam deniyorsa, bu şarta uyulmadan yapılan şahitliğin sağlam sayılması gerekir. Ayrıca bu konu dışında şahitlik gerektiren hiçbir yerde iki kadının şahitliği tavsiye edilmemiştir.Bu da gösteriyor ki iki kadının şahitliği zorunlu değildir,birinin şahitliği de geçerlidir.Zaten burada ki iki kadından biri yedek şahittir,

    YANİ ŞAHİTLİK EDEN YİNE BİR KADINDIR,İKİ DEĞİL!


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün mealler hatalı amk demi bi akıllı sen varsın kimse bilmiyor mealleri sanki islamiyet sadece bir arap töresidir

      Sil
    2. Elhamdülillah muslumaniz ama kafam bı milyon bana peygamberim evlatligi Zeyd in haniminin ayetinide aciklasana bide peygamber efendimizi neden 17 kişi defnetmis ümmetin peygamberini kafam bı milyon deist oldum herhalde ataistlige doğru gidiyorum

      Sil
    3. Ne kadarda parantez koymuş ellahınız bilmiyor mu parantez ile açıklama yapmayı.

      Sil
  13. Ayet 6
    Nisa/11: Allah size,çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder…’’
    Kadınların aşağılanması bu ayette de devam ediyor. Ayrıca matematiksel hesaplama yaptığınızda böyle bir paylaşımın imkânsız olacağı gerçeğiyle de karşı karşıya kalıyoruz. (diyorsunuz)

    - NİÇİN ERKEĞE İKİ, KADINA BİR HİSSE ?

    CEVAP:

    1.İslâm’da miras,şahısların ihtiyaç ve mesuliyetine göre taksime tabi tutulmuştur. Anne, eş, kız çocuk veya kız kardeşin geçimi, kendisine ait olmayıp; oğul, koca, baba veya erkek kardeşin sorumluluğundadır. Kadın çoğunlukla kendisi dışında başkalarının geçimini sağlamakla da mükellef değildir. Erkek ise bütün durumlarda eşinin, kızının, annesinin veya kız kardeşinin geçimini sağlamakla mükelleftir.Erkek resmen bütün maiyetinden sorumludur. Bu sebepledir ki,“Nimet,mesuliyete göredir.” kaidesine uygun olarak, eşinin, kızlarının, annesinin ve gerektiğinde kız kardeşinin nafakasını sağlamakla mesul olan erkeğe, böyle bir sorumluluğu olmayan kadının payının iki misli pay verilmiştir.

    2.Kadın kendi mal varlığında istediği gibi tasarruf hakkına sahiptir. Kadın zengin olsa bile, ailenin harcamalarına katılma mecburiyeti yoktur. Bu açıdan değerlendirdiğimizde de, kadın ile erkeğe eşit pay verildiğinde, hisseleri aynı olduğu hâlde, erkek ailenin geçimini sağladığı, kadının ise böyle bir mesuliyeti olmadığı için denge erkek aleyhinde bozulmuş olacaktır ki, bu erkeğe haksızlık edilmesi demektir.
    Kız,evlendiği zaman kendisinin ve çocuklarının nafakasını temin tamamen kocasının vazifesidir.kendisnin hiçbir nafaka sorumluluğu yoktur. Üstelik kadın bir de kocasından mehir alacak ve örfe göre, altın, ev eşyası, para vs.birçok hediyeye de sahip alacaktır. Kadın sahip olduğu malı, nafaka kocaya ait olduğu için harcamayabilir.İsterse onu işleterek artırabilir. Erkek kardeş ise babadan aldığı mirası, evlilik masraflarına, mehre ve ailesinin nafakasına harcamakla bitirecektir. Kaldı ki bekâr kız kardeş, babasından aldığı mirasla geçinemiyorsa, erkek ona yardım etme mecburiyetindedir. Dolayısıyla bu açıdan da meseleyi ele alıp değerlendirdiğimizde erkek çocuğa bir, kıza yarım hisse gerçek adalettir.

    İşte saymaya çalıştığımız sebeplerden dolayıdır ki, erkeğe malî mesuliyetlerinin ağırlığına uygun olarak mirastan pay verilmiş, zengin ve fakir olma durumlarında bile, hiçbir malî yükümlülüğü bulunmayan, bununla birlikte kız, eş, ana ve dul kalma durumlarında bile sosyal güvenliği daima güvence altına alınmış kadına da ona göre pay verilmiştir.

    3-Gerek islamda,gerekse mevcut hukuk sistemlerinde bütün mali yükümlülük ve masraflar tamamen erkeğe yüklenmiştir. Ama böyle bir yükümlülük kadına yüklenmemiştir.Kadın kendisine ait maldan tek bir kuruş haracamak zorunda değildir. Görüldüğü gibi erkeğin parası,maddi varlığı sürekli bölünür.İşte bu nedenlerle sadece erkek ve kız çocuklar arasında mirasta doğal olarak bir farklılık olmuştur.Bu durumda erkeğe daha fazla verilmezse ona haksızlık olur,Çünkü ailesinin ve bütün çocukların masrafı ona yüklenmiştir,bunu göz önüne almak adaletin gereğidir…!!!
    Şunu da bilmek lazım,kur’an gelmeden önce kıza ve kadına miras hakkı tanınmıyor ve terikeden tek bir kuruş onlara verilmiyordu.İşte 1400 sene önce kur’an bu konuda büyük bir devrim yaparak kız ve kadınları da mirasta ortak yaptı. Aytrıca şunu da bilmekte fayda var. İslamdaki miras hukuku ancak,islam hukukunun yürürlükte olduğu yerlerde uygulanır. Şayet mevcut hukuk sistemi aile masrafını her iki tarafa da yüklüyorsa burada durum değişir.Yani mevcut sisteme göre miras paylaşımı olabilir.

    YanıtlaSil
  14. MİRAS PAYLAŞIMINDA MATEMATİKSEL BİR HATA YOKTUR.

    Kur’an’ın öngördüğü miras paylaşımında hiçbir hata söz konusu değildir, belki paylaşma yönteminiz yanlıştır. Çünkü paylar aşağıdaki kurala göre verilir.
    Örneğin, ölen kişi bir eş, anne, baba ve üç kız bırakıyor, arkasında da bıraktığı tereke de 120 lira olsun.

    Önce eşe,(1/8), Kalanın ( 1/6 ) anneye, (1/6 ) babaya, ( 2/3 ) kızlara, elde kalan = 0

    Yani miras paylaşımı şöyle yapılır.

    120 liradan ilk önce en az pay alan, asil mirasçı ve akraba olmayanın (eşin) payı verilecek,daha sonra GERİYE KALAN ne ise,asil varisler olan çocuklar ile,anne,babaya oranları verilecektir.Çünkü varisler iki katagoride değerlendirilir, birinci gurup akraba ve asil varis olanlar,(çocuklar ile anne, baba gibi) ikinci ise, akraba,mal sahibi ve asil varis olmayan eştir.(çünkü eş boşanmışsa varis olamaz).Bu nedenle önce asil varis ve akraba olmayan ve daha az alan eşin payı verildikten sonra, bu defa geriye kalan tereke ne ise, asil varis ve mal sahipleri olanlara (yani anne,baba ve çocuklara) payları verilir.

    İşte buna göre mirasın paylaşımı şöyle yapılır.

    1- Eş,( 120 liranın 1/8,i) olan 15lirayı alıyor. (120-15 = 105 lira kalır.)
    2-Kalan terekeden (105) liradan annesi (1/6) olan 17.5 lirayı,Babası, (1/6) olan 17.5 lirayı, alır.

    Buna göre: ( 105-35 = 70 lira kalır..

    3-Çocuklar da kalan (105) liranın (2/3,si olan 70 lirayı alıyorlar.
    Böylece herkes kendi payına düşeni aldıktan sonra elde = 0 kalır.

    İşte paylaşma yöntemi bu şekildedir.

    Yani
    Önce Eşe 1/8’si verilir

    Sonra kalanın

    1/6 sı Anne

    1/6 sı Baba

    2/3 ü Kız çocuklar

    Sonuç elde = 0 kalır.

    İşte kur’an da matematiksel bir hata söz konusu değildir.

    devam edecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. senin matematik hocan kim? geri kalan malın değerini geri kalan kişilerle paylaştığında malın tamamının pay oranını mı paylaşmış oluyorsun ? ortada olan malın tamamı 120 tl geri kalan 105 lira üzerinden anneye verdiğin payda ile değer oranı bir mi? şaka gibisiniz ya

      Sil
  15. www.ateistlerecevap.org

    http://www.ateistlerecevap.org/p/kuranda-celiski-oldugu-iddia-edilen.html

    Bu iki linke bekleriz sizi

    YanıtlaSil
  16. Herşey Kurana yüzeysel bakmanızdan ötürü çarpıtmayın dini hepsininde mantıklı birer açıklaması var objektif diyorsunuzda siz tek yönden araştırıyorsunuz

    YanıtlaSil
  17. kadınları dövmek Kuranda kesinlikle yoktur. dövmek anlamında çevirisi yapılan darp kelimesi Kuranda 5,6 anlamda kullanılmıştır. Merak eden araştıra bilir. Arkadaşlar kuran mealinde bir çok yanlışlıklar vardır. Benim inacım uydurma hadisler ışığında çeviriler yapıldığı için bu kadar çelişki var gibi gözüküyor. bir diğer hata ise kelimelerin yaşayan birer canlı olduğunu düşünün yani zamanla kelimlerde anlam kayması olmaktadır. örnek verecrk olursam YOSMA kelimesi eakiden güzel alımlı demekti ama günümüzde kötü yoldaki kadını anlatır. Azeri Türklerinde hala güzel anlamında kullanılır. Bir başka örnekte Pezevenk. Azeri Türkleri ilr Türkiye Türkçrsi açısından anlamı birbirini zıttır. Kısacası Kuran Meallerinin yüzde 90 ınon elle tutulur yanı yok. Çeviri yapanlar kopyacilikten öte gidememişlerdir. Örneğin Kuranda kabir azabı yok ama bakın hemen hemen yüzde 80 meallerde kabir azabı var diye yorumlanmış. Bit diğer husus ayetlerin öncesi ve sonrası birlikte değerlendirilir tek bir ayetle hüküm verilemez.

    YanıtlaSil
  18. Bir hususu mealcilere öneri olarak sunmak istiyorum. Meal yaparken kesinlikle bir başka meali önünüze alıp yazmış olmak için meal yazmayın. bunun vebali büyüktür. Kuran bilimle e rensel değerlerle çelişmez.Gelenekci hadis ışığında yapılan mealler tümden hatalı. Meal yapılırken Kuranın ruhu iyi anlaşılmalı. El Ezher ekolünden yetişenler zaten Meal yazmasınlar. Meal yazarken peygamberimiz önceai ve sonrası Arap edebiyatına özellikle bolca bulunan şiir diline hakim olmaları şart. Bugünün Arapcası ile Kuran meali yazmaya kalkan zaten yazmasın. Maalesef Ateist arkadaşları bir açıdan haklı buluyorum. Mevcut mealleri ve hadis diye dayatılan saçmalıkları ve din adamı görüntüsündeki saçma insanları görünce Ateist olmalarına şaşmıyorum. Ateist arkadaşlarada nacizne tavsiyem şudur. Kuran mealleri kesinlikle tek başına Kuran-ı Kerim değildir. Araştırmanızı daha detaylı yapın. Amacınız ne inanmak ne inanmamak üzere olsun. Zaten gerçeğe ulaştıktan sonra gercek size inanıp inanmmanızı belli eder. İslamı kesinlikle insanlara göre değerlendirmeyin. insanlara göre değerlendirirsen ülmede bir tane Müslüman kalmaz. Ülkemiz yüzde 98 müslüman ama sorsan yüzse 10 u Kuranı Kerimi anlamadan bile Türkçe okumamıştır. Papağan gibi Arapça hiç bir şey anlamadan dinler durur sonrada Müslümanım diye ahkam keser. Kuran her yerde Türkçe okunmalı İbadet Türkçe yapılmalı, ezan Türkçe olmalı. Kısacası İslamiyet bidatlardan, yanlışlardan arındırılmalı. Tekke, medrese ve şey, şıh denilen cemaat, tarikat oluşumlarından arındırılmalı. Allah ile Kul arasına giren din tacirleri işsiz kalmalıdır.

    YanıtlaSil
  19. Miras konusunda bir ekleme yapılması gerekiyor. Kurandaki Miras paylaşımı ölenin Vasiyeti varsa vasiyet uygulanır. Burada bir husus vardır, önce borç ödenir. Sonra varsa vasiyet devreye girer vasiyet yoksa Kuranda oranları belirtildiği gibi miras paylaşımı devreye girer. Erkek kız kardeşine bakmakla yükümlüdür. Kuranı kerim evrensel olduğu için değişen şartlar içinde kolaylıklar sunmuştur. Bugün içinde bulunduğumuz toplumda kadınlarda büyük oranda iş hayatına girmiştir. Ama bir afganistanda yada Suudi Arabistan gibi toplumlarda kadın iş hayatına ne zaman girer Allah bilir. Bugün içinde bulunduğumuz toplumun kanunları bir anlamda Vasiyete uygundur ki kişiler genel olarak vasiyet bırakmazlar. İsteyende aişevi durumuna göre vasiyet bırakabilir. örneğin bir erkek ve bir kızı olan adamın oğlınun akli dengesi bozuksa mirasa sahip çıkamataxaksa vasiyetinde malını kızına bırakır ve her ay şu kadar parayı oğlan kardeşine verecek der. Nericede Kuran akıl dinidir ve bir çok noktayı farz kılmamış öneri getirmiş çağın şartlarına göre veya ailenin özel durumuna göre kişileri serbest bırakmıştır. Kuranı kerimin her şeyi detaylı yazmasını beklemek ayıp olur. her konuda detaylı acıklama olmuş olsa bu haliyle bile kimse okumuyor ken ciltler dolusu Kuranı kim okurdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adam mantık diyor kendi yaratılışından yaratılış gayesinden bi haber.Mantık dışı ne biliyomusun;Rabbim harika bi şekilde yaratırken senin tüm uzuvlarını senin bunları ona karşı kullanman zikir için verilen bi ağız küfür için kullanılıyorsa işte gerçek mantıksızlık burada. Düşünki gerçek din islam (ki şüphesiz böyle)hal böyleyken senin kaçışın nereye olucak,vallahi keşke toprak olsaydım dediğin zaman Rabbinin karşısında olucaksın ve geri dönüşünde olmicak. Rabbim seni yoktan var ederken tekrar diriltip sorguya Çekicek. Hani burda insanlara kuranın çelişkilerini anlatmaya çalışıyorsun ya biraz dünya nın yaratılışını peygamberler tarihini oku.İlk insanda müslüman olarak doğmuştur tüm kutsal kitaplarda Allah tarafından indirilmiştir daha sonra insanlar dinlerin değiştirip Hristiyan yahudi...olmuşlardır.Şunu bil ki islam Hz adem den son peygamber kadar tüm peygamberlere inanır.Ve senin çağdaşlık dediğin vallahi köleliktir şuan sınırsız cariyeler yok ama sınırsız metresler var.Sizin çağdaşlığınız araba reklamı yaparken yanına çıplak bacaklı kadınlar kullanmanız.film sinema tiyatro Sanat diye insanlar Çıplaklık fuhuş sanki basit bişey gibi gösteriyorsunuz.Vallahi sizin çağdaşlığınız kadın piyasasında pornografiden başka birşey değildir.Kadın haklarından bahsediyorsunuz ama kadınları sırf gözünüze güzel gelmesi için soyup dışarı fırlatıyorsunuz l.Gerçek izzet islamdır lakin Şahsiyetsiz şuUrlar anlamadı anlamicak. La ilahi illallah!

      Sil
  20. Esselamun aleyküm;gerçekten bu yazıya denk gelip okudum da siz ne kadar anlatırsanız anlatın onların önlerinde ve arkalarında set vardır siz duymazlar boyunlarında da zincir vardır kafaları hep yukarı doğrudur.okudum da yazıları bu kafir kişi gerçeği anlamamsına rağmen ahlak konusunda da yoksun kalmış.Karşında ki insan sana en güzel şekilde anlatmaya çalışmış (bedava olan beyinden nasibini alamamış) ama sende idrak seviyesi en aşağılarda.Allah sana Hidayet versin vermiceksede seni kahretsin!!!

    YanıtlaSil
  21. Esselamun aleyküm;gerçekten bu yazıya denk gelip okudum da siz ne kadar anlatırsanız anlatın onların önlerinde ve arkalarında set vardır siz duymazlar boyunlarında da zincir vardır kafaları hep yukarı doğrudur.okudum da yazıları bu kafir kişi gerçeği anlamamsına rağmen ahlak konusunda da yoksun kalmış.Karşında ki insan sana en güzel şekilde anlatmaya çalışmış (bedava olan beyinden nasibini alamamış) ama sende idrak seviyesi en aşağılarda.Allah sana Hidayet versin vermiceksede seni kahretsin!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O bahsettiğin set sizin beyinlerinizde var.Sizin gibi düşünmeyenleri akılsızlık ile suçlamayın.Çünkü sorgulamadan inanmak asıl akılsızlıktır."Düşünmez misiniz" sizin inandığınız kitapta yazıyor.Aynı zamanda "Bu kitapta bir çelişki bulamazsın" diyor.Ama yüzlerce çelişki var. Cehennem korkusundan gözleriniz de görmüyor bu çelişkileri.Allah için inandığınız kitabı baştan sona bir kez okuyun!Ama okumazsınız.İnanmak daha kolay çünkü.

      Sil
  22. yemedik Unknown ben bir müslüman olarak dogdum bu gün müslünlıgı redediyorum çünkü açiklaman bile hep çelişkili kendine göre ayetleri egip büküyorsun. ben şu an dinden çikmiş oldugum için cezam nedir onuda söyle . islamcilarin sübyanci olmadigini söylüyorsun hala 6 yaşindaki çocuklarin pazarda satildıgı afkanistana bak orda en katı islamla yönetiliyor.. neyse sizin beyninizdeki vürüsü yok edecek bir panzehir hala bulunmadigi için ne desek boş ..unutmaki mısırdaki din 3 bin yıl sürdü islam daha 1500 yılık daha sizingibi vürüs almış beyinleri dinlemek zorundayiz ama ben kulagımı tekamayı seçiyorum.. size mısır fravun zamanına özelikle amenefise bakmanızı öneririm

    YanıtlaSil
  23. Bunu yazan mal ayetleri okadar saptiriyorki anlatamam Eger birseylere inanmak veya inanmamak istiyorsaniz kendi cabalarinizla arastirip ona gore inanin yada inkar edin. Bunun gibi mallarin dusunceleriyle ve ya ayetleri saptirarak anlatmasiyla degil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayısal öğrenci olduğunu düşün ve karşına bir integral sorusu geldi sen bu soruyu sadece 4 temel işlemle (toplama,çıkarma,çarpma,bölme) yapabilmen mümkün mü ?(ayt düzeyi matematik sorusu düşün bebe sorusu düşünme) Ben söyleyeyim yapabilmen mümkün değil çünkü integral yapabilmen için türev de bilmen lazım başka konular da bilmen lazım yani geçmiş konuları bilmen gerek. 2+2=4 bak cevap çok basit 2 saniyemizi bile almadı ama şuraya baba gibi integral sorusu sorsam soruyu bin takla attırırsın bir sürü yol denersin ve sonunda sonuca ulaşırsın. Şimdi ben sana desem ki "ya kardeşim sen soruyu eğip büktün, anlamak istediğin gibi anlayıp yaptın, bir kere de farklı yollara gitmeden yap soruyu..." gibi şeyler desem sen bana "saçmalama" demez misin ? Din de bunun gibidir. Doğru cevaba ulaşmak için ayetleri çoklu yönden ele alman gerekir. Nasıl ki integral sorusunu çözmek için farklı yollara başvurursun dinde de doğru cevaba ulaşmak için farklı yollara başvurursun.

      Sil
    2. Kıyas hatası yapmışsın kardeşim.Asıl sen Kur'ana bütün olarak bakamadığın için itiraz ediyorsun.Kur'anı anlamak için hadis gerekir diyeceksin,tarih bilmen lazım diyeceksin.Onları getirdiğin zaman senin gibi düşünenler hepten kaybeder.

      Sil
  24. Bir ırk ancak bu kadar bozulabilirdi. 1400 yıl önce o dönemin kısıtlı şartlarıyla uydurulmuş bir inanca bu kadar körü körüne bağlanmak ancak siz cahillerin işidir. O kadar cahilsiniz ki, savunduğunuz şeyi bilimle kıyaslamaya bile gerek duymuyorsunuz. Bilime ve günümüz çağına uymayan o kadar çok şey var ki taptığınız kitapta.
    Bırakın artık kim kimi s.kebilir, kim kaç kere evlenebilir vaatlerini de bilim öğrenin, teknin öğrenin, kendinizi geliştirin, ülkemiz gelişsin de o kafir dediğiniz millete muhtaç olmasın ülkem. Dini hurafeleri bir kenara atıp da bilime yönelmediğiniz sürece 3. dünya ülkesi olmaktan kurtulamayız.
    Az bi akıl mk...

    YanıtlaSil
  25. Kur'anı bir tek sen doğru anlamışsın kardeşim,bravo sana!Meal hataları var deyip, kimden iktibas ettiğin belli olmayan,içi parantezlerle dolu,bir sürü uzun cümleler ile dolu mealleri getirip burada kes-kopyala yapmışsın. Bundan dolayı da büyük bir hayır işlediğine inanmışsındır. İstediğin kadar eğ, bük kardeşim, Kur'an bir yaratıcı kitabı olamaz. İnançla değil Kur'ana aklın ile baktığında bunu görürsün. Dinde özgürlük var ise:
    -Beni Kureyza yahudileri katliamı neden yapıldı?
    -Bedir Savaşı öncesi Ebu süfyan'ın kervanı neden yağmalandı ve buradaki ganimetler için çıkan tartışma sonrası inandığın peygamber, ganimetler Allah'ın ve resulünündür ayetini uydurdu?
    -Yahudileri önce övüp sonra onları maymuna benzeten kitaba mı ilahi mi diyorsun?
    -Canı sıkıldıkça yönünü (kıble)değiştir diyen kitaba mı inanıyorsun?
    -Miras hesabında sınıfta kalan kitaba mı inanıyorsun?
    -Karısı için kardeşim diye yalan söyleyen İbrahim'in peygamber olduğuna mı inanıyorsun?
    -Musa'ya ağaç ile konuşan ama senin inandığın peygambere vahiy gönderen ,tüm peygamberlerin en üstünü olduğunu –alemlere rehmet-söyleyen kitaba mı inanıyorsun?
    -Meryem’e vahiy gönderildiğini söyleyen diğer taraftan arıya vahyeden kitaba, peygamberine salat eden bir Allah'tan bahseden kitaba mı inanıyorsun? Kendisine salat ve selam getirmeyen insanlara beddua eden rahmet peygamberi olduğunu iddia eden birine mi inanıyorsun?
    -3 kere cennetten kovulan Adem ‘ e mi inanıyorsun? Hani cennet mükafat yeriydi? O halde Adem ve Havva cennette neden imtihan edildiler, hiç düşünmüyor musun?
    -Kur’anda anlatılan tüm hikayelerin Sümerlerde var olduğunu bilmiyor musun?
    -Sevr mağarasında geçen hikayenin aynısının Davud isimli peygamberin hayatında da var olduğunu bilmiyor musun?
    -Kız çocukları diri diri toprağa gömülüp dururken senin peygamberinin, 40 yıl neden beklediğini sorgulamıyor musun?
    -Dünya güllük gülistanlık mı ki ; senin peygamberin ile peygamberlik sona eriyor? Bütün peygamberlerin milletleri helak olurken senin peygamberinin ümmeti neden günah işeyince inanmayınca helak olmuyor? Çünkü cezayı senin peygamberin veriyor. Diğer ümmetlere olan Allah’ın adeti-sünneti- neden işlemiyor hiç düşünmüyor musun?
    -Eşi ile azatlı kölesini, ticaret yaptığı sırada yalnız bırakmaktan korktuğu için onu halka oğlum diye tanıtıp daha sonra elindeki karısını almak için benim oğlum değil, Harise’nin oğlu diyen bir peygambere mi inanıyorsun?
    -Nuh isimli kişinin o kadar hayvanı hem de vahşi hayvanları, çifter çifter gemiye yükleyip temizlik ve güvenlik sorununu nasıl aştığını sorgulamıyor musun?
    -İnandığın peygamberin amcasını öldüren Vahşi’yi ve acımasız biri olan Ömeri , Mekke’de kendilerine zulmeden Ebu süfyan’ı ve amcasının ciğerini dişleyen Hint isimli kadını korku belasına affedip, 2 cariyeyi, 100 yaşını geçen bir adamı ve 5 çocuklu bir kadını sırf kendisine inanmadığı için öldüren birine peygamber diye mi inanıyorsun?

    YanıtlaSil
  26. Hoşgörü ve barış dini! Olan islam tam bi arap zırvalığıdır. Ne bilim ne ahlak ne edep hiçbir şey yok kuranda. Ahzab suresi resmen muhammed yatak hayatını baz almış. Yetmemiş gibi de tahrim suresini yazmış tam facia. Nisa 34.ayetinde vurun diyor. Bugüne dek izlediğim arap filmlerinde de bunu gördüm. Hata islam da, müslümanda değil. Çünkü kitaba iman ediyor. Arkadaşın doğru verdiğini zannettiği mealler parantezden geçilmiyor. Elmalılı ve turan dursun okuyun derim. Dünyaya gelmemiz bile allah ile şeytanın iddiasından başka bir şey değildir. Madem biliyordun niye ağacı oraya koydun amk? Biliyordun insanın kandırılacağını neden iblisi saldın oraya? Daha basit mantık ile şöyle izah ediyim: Ben tanrıyım ve oyunu kurdum. Bütün kuralları baştan belirledim. Her şeyi biliyorum. Oyuncuları yarattım ve onları hile yaptıracak iblisi de ben yolladım ve onlar kandırıldı. Ve ben de onları banladım. Bu faşizmdir. Net. Bakara 40 ta israiloğullarını en üstün ırk yaptım diyor.

    YanıtlaSil
  27. Sadece cariye ve köle kelimesi bile kitabın insan tarafından yazıldığının isbatıdır.ayrıca hud suresinde muhammet pot kırmıştır. benin onun tarafından gönderilmiş.......diye başlayan ayet. ilkokulda din kültüründe dinlediğimiz sahte peygamberler mevzusu gibi, din ortadoğuda bir meslekti. hemde iyi bir meslekti.

    YanıtlaSil
  28. Kuran-i kerim
    iniş sırasına göre
    Sebeb-i nüzulü değerlendirerek
    ayetleri bağlamlarından koparmadan
    Ilk muhatap kitlenin coğrafyasını tarihini sosyolojisin kısacası kültürünü dikkate alarak okunursa daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  29. Tek bı adam 10 tane ateisti kudurtmud okumak keyifliydi :)

    YanıtlaSil
  30. Kur'anı ancak önsel bir tavırla ben ne görürsem görüyim asla inanmayacağım şeklinde peşin hukumlu olandan baskaşı reddetmez.

    YanıtlaSil
  31. Sadece şu tevbe 5 için konuşucağım sizler tevsir bakarken tırnakçı lık yapmaya utanmıyor musunuz gördüğünüz yerde öldürün tek demiyor esir alın kuşların ve gittiği yerleri gözet in diyor ayriyeten sonraki Ayetlerde ise size sığınan Müşrik birisini yardım ediniz diyor.... Sadece tırnaklara yapıyorsunuz otomatikmen tüm iddianın çöp olmuş oluyor yazık

    YanıtlaSil